Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11196 Esas 2022/4702 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11196
Karar No: 2022/4702
Karar Tarihi: 14.03.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11196 Esas 2022/4702 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, kasko sigorta poliçesiyle sigortalı aracının tek taraflı kaza sonucu hasar gördüğünü ve davalının ödeme yapmayı reddettiğini iddia ederek tazminat istemiştir. İtiraz Hakem Heyeti, davacının itirazını reddettiği için davacı dava açmıştır. Mahkeme, davacının doğru ihbar mükellefiyetini ihlal etmediği için hasarın teminat kapsamında olduğunu kabul etmiş ve davalı sigortacının ispat yükünü yerine getiremediği için tazminatın ödenmesi gerektiği kararını vermiştir. Kararda TTK'nın 1409/1. maddesi ve 2. fıkrası ile Kasko Sigortası Genel Şartları'nın A.5. maddesi ve TTK 1446/2 maddesi açıklanmıştır.
4. Hukuk Dairesi         2021/11196 E.  ,  2022/4702 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davanın reddine ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından davacı vekilinin itirazının reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    K A R A R
    Davacı vekili; davacıya ait aracın davalı nezdinde kasko sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu, aracın yaptığı tek taraflı kazada hasar gördüğünü, davalının olay yerinin terki nedeniyle ödeme yapmayı reddettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 57.496,54 TL. tazminatın avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili; davacının alkol ölçümünü engelleyecek biçimdeki davranışları ve olay yerini terki nedeniyle zararın teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; kazadan sonra tutanak düzenletme ve alkol ölçümü yaptırma gibi yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacının zararın teminat kapsamında olduğunu ispat yükü altında olduğu ve bu ispatı sağlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karara davacı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davacı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kasko sigorta poliçesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
    Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, sigortalı aracın sürücüsü olduğu iddia edilen davacının, kaza tespit tutanağı düzenletmeyip hastanede alkol ölçümünü yaptırmamış olmasının, zararın sigorta teminatı dışında kalmasına yol açacak biçimde sürücü değişikliği olarak kabul edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    6102 sayılı TTK'nın 1409/1. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartları'nın A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı, Kasko Sigortası Genel Şartları'nın A.5. maddesi ve TTK 1446/2 maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içindeymiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.
    Somut olaya bakıldığında; 01/10/2017 tarihinde saat 06:00- 06:30'da, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde trafik kazasının meydana geldiği; olaya ilişkin kaza tespit tutanağı düzenlenmediği; sigortalı aracın, hakimiyet kaybı ile savrulması ve karşı yöndeki kaldırıma çarpması şeklinde kazanın gerçekleştiği; kazanın meydana geldiği yer- zaman ve kazanın oluş şekli bakımından taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı görülmektedir. Davacı taraf, olayın meydana geldiği yerin konumu nedeniyle, aracın olay yerinden acilen çektirilmesi konusunda cumhurbaşkanlığı korumalarının ısrarlı talepleri üzerine aracın servise çektirildiği; davacının araması üzerine olay yerine gelen polislerin, maddi hasarlı ve tek taraflı kaza olduğundan tutanak düzenlemediği; davacının, olay anında somut yaralanması olmadığından, kazadan yaklaşık 9 saat sonra elindeki ağrı (kaza anında açılan hava yastığının elde yarattığı etki) nedeniyle hastaneye başvurduğunu iddia etmektedir. Davacının dava dilekçesine ekli olarak sunduğu telefon kayıtlarında, olay sonrası 5 kez davalı ... müşteri hizmetlerinin ve hemen sonrasında da polisin arandığı; yine, olay tarihli el grafisinde yumuşak doku bozukluğu saptandığı görülmekte olup, davacının hasar ihbarını şüpheli kılan bir durum olmadığı (davalının tek yanlı aldığı ve varsayıma dayalı sonuç bildiren araştırma raporu dışında, bunun aksini gösteren bir delilin de olmadığı) açıktır. Bu itibarla; doğru ihbar yükümlülüğünü ihlal niteliği taşıyan bir davranışı olmayan davacının hasarın teminat kapsamında olduğunu ispat yükü altında olduğuna ilişkin kabul yerinde değildir.
    Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşında; davacının kazanın hemen akabinde ve sonraki süreçte yapabileceği iş ve işlemleri yaptığı, davalının müşteri hizmetlerinin ve olay yerine gelen polislerin yönlendirmeleriyle hareket ettiğini kabulün somut olayın özelliklerine ve hayatın olağan akışına uygun olduğu, kaza tespit tutanağı düzenlenmeyişi ya da başvurduğu hastanede alkol ölçümü yapılmayışının davacının tasarrufunda olmadığı hususları gözetildiğinde, ispat yükünün yer değiştirmesi şartlarının gerçekleşmediği; davaya konu hasarın teminat dışı olduğunu ispat yükü altında olan davalı sigortacının bu ispatı sağlayacak somut delil ortaya koyamadığı ve zararın teminat kapsamında olduğu dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın, hakem kararının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne GÖNDERİLMESİNE; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara