Esas No: 2021/11957
Karar No: 2022/5181
Karar Tarihi: 17.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11957 Esas 2022/5181 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/11957 E. , 2022/5181 K.Özet:
Davacı, bir trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle davalıdan 58.700,16 TL maddi tazminat talep etmişti. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, davayı kabul ederek tazminatın davalıdan tahsil edilmesi yönünde karar vermişti. Ancak bu karara itiraz edilerek dosya İtiraz Hakem Heyeti'ne gönderilmişti. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nin verdiği kaldırma kararı sonrasında İtiraz Hakem Heyeti yeniden rapor alamayacağı gerekçesiyle dosyadan el çekmiştir. Mahkeme ise tarafların izniyle sürenin uzatılması halinde Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği'ne uygun bir rapor alınarak karar verilmesi gerektiğini belirterek İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar vermiştir.
Kanun Maddeleri: 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30/15 ve 30/12 maddeleri. Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetin ve itiraz üzerine İtiraz Hakem Heyeti kararının davalı tarafından İstinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nce verilen kaldırma kararı üzerine İtiraz Hakem Heyetinin dosyadan el çekilmesi kararına karşı, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
K A R A R
Davacı vekili; 24/04/2014 tarihinde yolcu olarak bulunduğu davalıya sigortalı aracın karıştığı kazadan dolayı mücekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işyleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, 01/08/2017 tarihli dilekçesi ile talebini toplam 58.700,16 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; maluliyet raporuna ve oranına itiraz ettiklerini, kusur tespiti yapılarak davacının kusurunun bulunması halinde ve hatır taşıması halinde indirim uygulanmasını, Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından ödeme olup olmadığının araştırılması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kabulü ile 58.700,16 TL maddi tazminatının 21/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; bu karara, davalı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından itirazın reddine karar verilmiştir. Söz konusu kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi, kaza tarihinde geçerli olan yönetmeliğin maluliyet tespiti işlemleri yönetmeliği olmasına rağmen karara esas alınan raporun çelişki ve belirsizlik oluşturacak şekilde birden fazla yönetmeliğe dayalı olarak hazırlandığı, başka bir üniversite hastanesinin Adli Tıp Anabilim dalı bölümünden oluşturulacak 3 kişilik uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine uygun olarak rapor alınması gerektiği gerekçesi ile İtiraz Hakem Heyeti kararı kaldırılmıştır. Kaldırma kararı sonrası İtiraz Hakem Heyetince 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/15 maddesi gereği heyetin görev süresinin sona erdiği , salgın hastalık nedeni ile hastanelerin iş yoğunluğu nedeni ile yeni bir rapor almak için sürenin yeterli olmadığı bu gerekçe ile dosyadan el çekilmesine davacının görevli ve yetkili mahkemelerde dava açmakta muhtariyetine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili temyiz yoluna başvurmuştur.
1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Sözkonusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; davacının maluliyetinin tespiti için esas alınan yönetmeliğin çelişki oluşturacak şekilde iki ayrı yönetmelik belirtilerek hazırlandığı anlaşılmış olup bu hali ile rapor denetime elverişli olmadığından hükme esas alınamaz. Öte yandan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kaldırma kararı sonrasında İtiraz Hakem Heyeti tekrar rapor almak için yeterli sürelerinin kalmadığını ileri sürerek dosyadan el çekmiştir. 5684İ sayılı kanunun 30/12 maddesi gereği İtiraz Hakem Heyeti dosyanın kendisine intikalinden itibaren iki ay içinde karar vermek zorunda ise de tarafların muvafakati ile bu sürenin uzatılması mümkündür. Söz konusu iki aylık sürenin aşılmasında davacının bir kusuru da bulunmamaktadır.
İHH tarafından yapılacak iş; taraflara süre uzatmaya ilişkin muvafakatlerinin bulunup bulunmadığının sorulması sonucuna göre anılan eksiklik giderilerek sonucuna göre karar vermek olmalıdır. Aksi takdirde davacının kusuru olmaksızın ve süre uzatmaya muvafakatının bulunup bulunmadığı sorulmaksızın başvurunun sonuçlandırılarak usulden red kararı verilmesi yabanın amacına ve hakkaniyete uygun değildir.
Açıklanan tüm bu nedenlerle, tarafların süre uzatmaya ilişkin muvafakatlerinin bulunması halinde kaza tarihinde yürürlükte Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun denetime elverişli maluliyet raporu alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere İtiraz Hakem heyeti kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın, hakem kararının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.