Esas No: 2021/11038
Karar No: 2022/5151
Karar Tarihi: 17.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11038 Esas 2022/5151 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/11038 E. , 2022/5151 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki rafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen 05/02/2019 günlü kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen 25/03/2019 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu ... plaka sayılı araç sürücüsünün yapmış olduğu tek taraflı kaza sonucunda araçta yolcu olan davacının yaralandığını ve % 21,2 oranında malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; ıslah dilekçesiyle taleplerini 79.928,99 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; başvurunun reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; başvurunun kabulü ile 79.928,99 TL tazminatın 09/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; bu karara, davalı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından; davalının itirazının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Sigorta İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
a-) Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle bu gibi taşımalarda mülga 818 Sayılı BK 43.maddesi (6098 sayılı TBK'nin 51.) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de indirim yaptığı takdirde indirim oranını objektif ölçüler içinde takdir etmek zorundadır.
Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir.
Somut olayda, davacı, 16 GE 374 plakalı sigortalı araçta yolcu konumundadır. Davalı vekili cevap dilekçesinde olayda hatır taşıması olduğunu savunmuş, İtiraz Hakem Heyetince, davalının kazanın gerçekleştiği sırada hangi amaçla taşındığı ya da yolculuk ettiğinin dosya kapsamından anlaşılamadığı, tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmasını gerektirecek herhangi bir bilgi yada belgenin ispatla yükümlü davalı tarafından dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle itirazı reddedilmiştir.
Her ne kadar İtiraz Hakem Heyeti'nce hatır taşıması indirimi yapılmasını gerektirecek hususların ispatlanamadığı gerekçesiyle bu yöne ilişkin itirazın reddine karar verilmiş ise de; İtiraz Hakem Heyetince bu yönde gerekli araştırma ve incelemenin yapılmadığı anlaşılmaktadır. O halde 818 Sayılı BK 43.maddesi (6098 sayılı TBK'nin 51.) hükmüne göre tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı karar yerinde tartışılması ve sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
b-) Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücretin, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığı olduğu, ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira, asgari geçim indirimi (AGİ), ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez.
Hükme esas alınan aktüer raporda; desteğin pasif devresinde AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapılıp yapılmadığı hususu ile tazminat hesabında davacının askerlik süresinin de hesaba dahil edilip edilmediği hususu anlaşılamamaktadır.
O halde İtiraz Hakem Heyetince; daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden, davacı desteğinin pasif devresi olarak tespit edilen dönem için, AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması hususunda ve davacının belirlenen maluliyetinin derecesi ve niteliğine göre, askerliğe engel teşkil edip etmeyeceğinin (maluliyet raporu eklenerek yazılacak yazı ile) ilgili askerlik şubesinden sorulması; alınacak cevaba göre askerlikte geçireceği sürede de efor tazminatı verilip verilmeyeceği tartışılarak davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi için, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınarak ve temyiz eden davalı yararına usulü kazanılmış haklar da gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde karar tesisi doğru görülmemiştir.
c-) Kabule göre de; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; 3 (a, b ve c) numaralı bentlerde belirtilen nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.