Esas No: 2021/8378
Karar No: 2022/5414
Karar Tarihi: 21.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/8378 Esas 2022/5414 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/8378 E. , 2022/5414 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce başvurunun kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 22/01/2019 tarih 2019/İHK-767 sayılı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; davacının yolcu olarak bulunduğu ve davalı nezdinde ... poliçesi olan aracın yaptığı tek taraflı trafik kazasında davacının yaralandığını ve % 35 oranında gelişen maluliyetinin olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000 TL sürekli işgöremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 94,624,54 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davalının davacıya 11/10/2012 tarihinde % 12 maluliyet oranı üzerinden 64.840 TL sürekli işgöremezlik tazminatı ödediğini, daha sonra davacının tazminatın yetersiz olduğundan bahisle tahkime başvurduğunu, söz konusu tahkim dosyası kapsamında davalının davacıya 20/06/2014’te 40.535,46 TL ek sürekli işgöremezlik tazminatı ödediğini, davalının sorumluluğunun sona erdiğini, davacının maluliyetinde gelişen durum olmadığını, başvurunun reddi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; başvurunun kabulü ile 94.624,54 TL sürekli işgöremezlik tazminatının 17/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, anılan karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davalının itirazının reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hakem Heyeti tarafından karara esas kabul edilen İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 10/09/2018 tarihli raporunda davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyet oranı % 35 olarak saptanmışsa da anılan raporda, davacının Dicle Üniversitesi Hastanesinin 24/05/2012 tarihli raporu ile saptanan % 12 oranındaki maluliyetinin hangi nedenlerle arttığı ve maluliyetinde gelişen bir durumun mevcut olup olmadığına ilişkin bir değerlendirme yapılmamıştır.
Maluliyet oranları bakımından fahiş fark bulunmakla birlikte, bu farklılığın maluliyet oranında zaman içinde ortaya çıkan gelişen durum olup olmadığı konusunda yapılmış bir araştırma da yoktur. Davacıya % 12 maluliyet oranı üzerinden tazminat ödemesi yapan davalının hukuki durumunun, maluliyette gelişen durum olup olmadığı sorunu çözüldükten sonra değerlendirilmesi gerektiği gözetilmelidir.
Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti'nce; davacının ilk tahkim başvurusuna ilişkin Uyuşmazlık Hakem Heyeti karar tarihinden (23/05/2014) önceki ve sonraki eksik tüm tedavi evraklarının dosyaya teminin sağlanması, davacının % 12 oranındaki maluliyetini belirleyen raporu ile davacının gelişen durumuna ilişkin olarak dosyaya sunduğu % 35 oranındaki maluliyet raporunun karşılaştırılması, maluliyet oranları bakımından fahiş fark bulunduğu dikkate alınarak, iki rapor arasındaki bu çelişkinin giderilmesi ile oran farklılığının maluliyette artış olarak kabul edilip edilemeyeceği (iki raporda maluliyet belirlemesine esas teşkil eden fiziksel ve fonksiyonel arazlarda zaman içinde gelişim olup olmadığı, davacının ilk tahkim başvurusuna ilişkin Uyuşmazlık Hakem Heyeti karar tarihi olan 23/05/2014 ile eldeki başvuru 11/05/2018 tarihleri arasındaki süreçte davacıdaki arazların gelişim gösterip göstermediği) hususlarında, kaza tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre gerekçeli, denetime elverişli ve kaza ile illiyet bağının kurulduğu rapor alınması ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3- Uyuşmazlık Hakem Heyetince hükme esas alınan 31/07/2018 tarihli aktüer bilirkişi raporunda; davacının maaş bordrosundaki gelirinin, asgari geçim indirimi eklenmemiş net asgari ücrete oranlandığı ve davacının gelirinin net asgari ücretin 3,681 katı olduğu kabul edilerek hesaplama yapıldığı, oysaki davacının kaza tarihinde evli ve 1 çocuklu olduğu, ilerleyen yıllarda da 2 çocuğunun daha dünyaya geldiği, buna göre çocukların doğum tarihi de dikkate alınarak davacının maaş bordrosundaki gelirinin, evli ve çocuklu (yıllara göre çocuk sayısına göre) kişiye ait asgari geçim indirimi eklenmiş net asgari ücrete oranlanması gerektiği anlaşılmış olup, bu yönüyle raporun denetime elverişli olmadığı görülmüştür.
Bu durumda; davacının geliri hesaplanırken evli ve çocuklu olduğu da dikkate alınarak buna ilişkin asgari geçim indirimi eklenmiş net asgari ücretin dikkate alınması gerektiği kabul edilerek (kararı yalnızca davalının temyiz ettiği ve rapordaki diğer hususlarda davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu için, hesabın 2018 verileriyle ve işlemiş/ işleyecek devre belirlemesinde 2018 yılı esas alınarak yapılması) daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden denetime elverişli ek rapor alınıp, oluşacak sonuca göre hükmü temyiz eden davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak da dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
4-Somut olayda, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına tam ve nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30.maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile adı geçen Yönetmeliğin 16. maddesine eklenen 13. Fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17.maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
Açıklanan nedenlerle; Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle de bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 21/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.