Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11299 Esas 2022/5956 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11299
Karar No: 2022/5956
Karar Tarihi: 28.03.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11299 Esas 2022/5956 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/11299 E.  ,  2022/5956 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine, Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından davanın kabulüne ve İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından süresi içinde temyizi istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    K A R A R
    Davacı vekili; davalının trafik sigortacısı olduğu aracın davacının idaresindeki araca çarpmasıyla oluşan kaza sonucunda davacının yaralanıp % 10 oranında malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL sürekli işgücü kaybı tazminatının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 20/09/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 63.504,00 TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; kusur ile maluliyete itiraz ederek ve tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; davanın kabulü ile 63.504,00 TL sürekli işgücü kaybı tazminatının 10/01/2019 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine; özellikle, davalı tarafından alınan ve düzenleyenin uzmanlığı dahi belli olmayan 12/03/2019 tarihli medikal firma raporunun yetersizliği dikkate alındığında, maluliyet raporları arasında çelişkiden bahsedilemeyecek olmasına; davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyet oranını, kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik ile ekindeki cetvellere uygun biçimde belirleyen 04/03/2019 tarihli uzman doktor heyeti raporunun karara esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemesine; 13/09/2019 tarihli aktüer raporundaki hesaplama biçiminin usule uygun bulunmasına göre, davalı vekilinin diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün
    kusurunun bulunması halinde sözkonusu olup poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği yaptırılan zorunlu trafik sigortalarında sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. KTK'nun 86/1. maddesi gereği ise, işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusursuzluğu oranında sorumluluğunun kalkacağı açıktır.
    İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davacı ile davalıya trafik sigortalı karşı araç sürücüsünün kazadaki kusur durumlarının belirlenmesi bakımından herhangi bir araştırma yapılıp rapor alınmadığı; kaza tespit tutanağında karşı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu tespitinin yapıldığı ve bu tutanağın aksine delil de bulunmadığı gerekçesiyle, tam kusur üzerinden hesap edilen tazminatın hüküm altına alındığı görülmektedir.
    Kaza tespit tutanağında; davalıya trafik sigortalı aracın, kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmama nedeniyle kazada kusurlu ve davacının kusursuz olduğu tespiti yapılmıştır. Ancak; bu tutanakta, kaza yerinin yerleşim yeri içindeki kontrolsüz dörtlü kavşak olduğu; davacının kavşağa giriş yaptığı, davacının geliş yönüne göre sağından kavşağa giriş yapan davalıya sigortalı aracın kavşak orta noktasında davacının idaresindeki motorsiklete çarptığı tespitlerinin de yapıldığı görülmektedir.
    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 57/1-c.2 maddesinde "kavşak kollarının trafik yoğunluğu bakımından farklı oldukları işaretlerle belirlenmemiş ise, motorlu araçlardan soldaki sağdan gelen araca yol vermek zorundadır" düzenlemesi yapılıp, kontrolsüz kavşağa sağdan giren araçların ilk geçiş hakkı olduğu kuralı benimsenmiş; KTK'nın 84/1-h maddesinde ise, kavşaklarda geçiş önceliğine uymama hali, sürücüler için asli kusur olarak kabul edilmiştir.
    Kaza tespit tutanağındaki tespitler ve kazanın oluş biçimine göre, yerleşim yeri içinde ve kontrolsüz kavşak niteliğinde olan yolda seyreden davacının, kavşakta geçiş önceliği kurallarına uymaması nedeniyle kusurlu olduğu gözetilerek, kusur belirlemesi yapılması gereklidir. Bahsedilen bu tespitin yapılması ise, uzman bilirkişiden kusur konusunda rapor alınmasını gerektirdiğinden, İHH kararı eksik incelemeye dayanmaktadır.
    Açıklanan nedenlerle; konusunda uzman makine mühendisi bilirkişiden, dosya kapsamı ve kaza tespit tutanağı ile saptanan olay yeri özellikleri dikkate alınarak kazada davacının da kusuru bulunup bulunmadığı hususunda gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    3-Davacının sürücüsü olduğu motorsikletle yaptığı kazada oluşan yaralanmasının sağ tibia üst uç kırığı olduğu ve maluliyetinin de bu kırık nedeniyle sağ dizde kalan hareket kısıtlılığına ilişkin olduğu görülmektedir.
    Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur, 6098 sayılı TBK md. 52'de düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
    Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti tarafından; KTK'nın 78. maddesi ve Karayollari Trafik Yönetmeliği hükümlerine ve aracın özelliğine göre takılması gereken koruyucu dizliğin takılıp takılmadığının araştırılması; kaza nedeniyle oluşan maluliyetin (sağ
    diz hareket kısıtlılığının), koruyucu dizlik takılması halinde de oluşup oluşmayacağı ve dizlik takılmayışı ile oluşan maluliyet arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda uzman doktor bilirkişi heyetinden rapor alınması; koruyucu ekipmanların takılmamış olması ve maluliyetle illiyeti bulunduğunun saptanması halinde, Dairemizin uygulamaları da dikkate alınarak TBK md. 52 uyarınca tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, müterafik kusura ilişkin kask takmamayla maluliyet arasında illiyet bağı olmadığı gerekçesiyle indirim yapılmadan karar verilmesi doğru değildir.
    4-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla (nispi tam) vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın hakem kararının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 28/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara