Esas No: 2022/3064
Karar No: 2022/5969
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/3064 Esas 2022/5969 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2022/3064 E. , 2022/5969 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/10/2019 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakemince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun usulden reddine dair verilen kararın davacı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davacının itirazının kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle başvurunun kabulüne dair verilen 04/06/2020 tarih ve 2020/İHK-10492 sayılı kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR
Davacı vekili; 31/07/2012 tarihinde ...’i olmayan aracın, davacının sürücüsü olduğu araçla karıştığı çift taraflı trafik kazasında en az %16.2 oranında malul kaldığını, kaza sonrası davalı tarafından %10 maluliyet oranı üzerinden yapılan ödemenin zararın tamamen tazmin edildiği anlamına gelmediğini, artan maluliyet oranına göre davalıya başvuru yapılmışsa da ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiş; 04/06/2020 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 144.334,80 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, tahkime başvuru şartlarının gerçekleşmediğini, %16.2 oranlı raporun değerlendirmeye alınmayıp davacının Şırnak Devlet Hastanesine yönlendirildiğini, ancak bu hastaneye başvuru konusunda bir bilgi verilmediği, maluliyet raporunun Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca yetkili bir hastaneden alınması ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek, başvurunun usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; ara kararı ile maluliyet artışı olup olmadığı konusunda istenilen maluliyet raporunun süresi içinde sunulmayıp davacı vekili tarafından yerine getirilmeyeceğinin ve ibraz edilen raporun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik uyarınca düzenlendiğinin beyan edildiği gerekçesiyle, başvurunun usulden reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili itiraz yoluna başvurmuştur.
İtiraz Hakem Heyetince; kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuata uygun olarak hazırlanan maluliyet raporu ve artan maluliyet oranı esas alınarak hesaplama yapan bilirkişi ek raporunun benimsendiği, davacının kask ve benzeri koruyucu tertibat kullanıp
kullanmadığının tespit edilememesi nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmadığı, sigortasız aracın ticari araç olduğu gözetilerek avans faizine hükmedildiği gerekçesiyle; davacının itirazının kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararı kaldırılarak, yeniden hüküm tesisi suretiyle başvurunun kabulü ile 144.334,80 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 23/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
a) Davacı vekili meydana gelen kaza nedeniyle ortaya çıkan zararın tazmini amacı ile eldeki davayı açmış, faiz türü olarak avans faizine karar verilmesini talep etmiş, hakem heyetince de avans faizine karar verilmiştir. Zarara neden olan kamyonetin dosyada bulunan ruhsat kaydında kullanım amacı “yük nakli-hususi” yazmaktadır. Kazaya karışan aracın hususi kullanımı sırasında zarar gerçekleştiğinden, bu durumun aksi de ispat edilemediğinden faiz türü olarak yasal faize karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde avans faizine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
b) Somut olayda; İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine 17.661,81 TL tam nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30.maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesi ile adı geçen Yönetmeliğin 16. maddesine eklenen 13. Fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17.maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyeti'nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde maktunun altında kalacak şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2/a-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 28/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.