Esas No: 2021/21287
Karar No: 2022/6095
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/21287 Esas 2022/6095 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/21287 E. , 2022/6095 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya 5.Asliye Hukuk Mahkemisi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 02/03/2022 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... vd. vekili Av. ... ve davalılar ... ve ... vekilleri Av. ... Kayhan geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan tarafların vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip yaptığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazlarını diğer davalılara devrettiğini belirterek, davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilleri, ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde, satışların mal kaçırma amacı ile yapılmadığını, davanın haksız açıldığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davalı ... dışındaki, davalı üçüncü kişilerin borçlunun mali durumunu bilebilecek kişilerden olduğu ve ivazlar arasında önemli oransızlık olduğundan bahisle, haklarındaki davanın kabulüne davalı ... hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. Karar davalılar ..., ..., ..., ... ve ... vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi, tasarrufların konusunu oluşturan taşınmazların gerçek sahibinin, davalı (borçlu) ... değil dava dışı ... Alım Satım Otomotiv İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş olduğu, buna göre, istinaf kanun yoluna başvuran davalıların tarafı olduğu tasarruf işlemlerine yönelik davaların reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, davalılar ..., ..., ..., ... ve ... vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazların kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak bu davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş, anılan karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak aaçılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
Dava dayanağı Sakarya 1.İcra Müdürlüğünün 2015/2525 sayılı takip dosyasındaki alacağın kaynağı 06/02/2015 tanzim 09/02/2015 vadeli senet olup, senet borçluları ..., ... ve ...’dır. ... davalı borçlu ...’nın karısının kardeşi, ... ise dava dışı ….AŞ nin %99 hissedarıdır. Dava konusu taşınmaz, kat irtifakı tesisinden önce aynı şirket adına kayıtlı iken, 14/01/2015 tarihinde ½ hissesi ... adına, 04/02/2015 tarihinde ¼ hisse borçlu ... adına, ¼ hisse ... adına tescil edilmiştir. Davalı ve tanık ifadelerinden dava konusu taşınmazların ...AŞ tarafından yapıldığı,bu şirket adına işlerin ... ve ... tarafından yürütüldüğü, sözleşmeleri ve senetleri bu firma adına imzaladıkları sabittir. Nitekim davalı ...’in sunduğu 05/03/2014 tarihli protokolde, protokolün ..., ... ve ... arasındaki ticari ilişki sebebiyle 15/11/2014 tarihli senetten doğan alacaklar hakkında düzenlendiği belirtilmiş ve protokol borçlu sıfatı ile davalı ... tarafından imzalanmıştır.Yine davalılar ... ve ... vekilinin verdiği cevap dilekçesinde, ...AŞ'ye ait çeklerin şirket sahibi ... ve kardeşinin kocası, davalı ...’ın damadı, resmiyette olmasa bile fiili olarak şirketin ortalarından olan ...’ya ait olduğu belirtilmiştir.
Buna göre, takip konusu senedi ..AŞ şirketi %99 hisse sahibi ... ile birlikte imzalayacak kadar yetkisi ve sorumluluk sahibi olan borçlu ...’nın, mahkemece sadece …. AŞ.'nin, SGK'nın sigortalı işe giriş bildirgesine göre sigortalı çalışanı olan davalı (borçlu) ...'ya devredildiği, ...'nın tasarrufların konusunu oluşturan taşınmazların gerçek maliki tasarruf işlemlerinin gerçek tarafı olmadığı, taşınmazların gerçek malikinin ve taşınmazları davalılara devreden kişinin dava dışı ….. A.Ş olduğunun kabulü dosya kapsamına uygun bulunmamıştır. Taşınmazları yapan ve satanın ….. A.Ş olması, bu şirket adına işlem yapan sözleşme, çek ve senet imzalayarak sorumluluk alan borçlu ... ve ...’den soyut bir kimlik kazandırılarak, bu şahısların sorumluluğunu ortadan kaldırılması mümkün değildir.
Davalılar ..., ..., ..., ... ve ... vekilinin, gerek tanık anlatımı gerkese cevap dilekçelerinden borçlunun içinde bulunduğu mali durumu bildikleri sabit olduğundan bu davalılar yönünden İİK’nın 280/1 maddesine gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, HMK’nın 373/2.maddesi uyarınca dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesine, kararın bir örneğinin ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3.815,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29/03/2022 günü oybirliğiyle karar verildi.