Esas No: 2021/12315
Karar No: 2022/6547
Karar Tarihi: 31.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/12315 Esas 2022/6547 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/12315 E. , 2022/6547 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 02/11/2020 tarih, 2020/İHK-23781 sayılı itirazın reddine dair kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; 05/09/2017 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosiklet ile plakası tespit edilmeyen aracın kazası neticesinde yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.000,00 TL sürekli ve 1.000,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının sigorta şirketine başvuru tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsili isteminde bulunmuş, talebini 31/08/2020 tarihli dilekçe ile 60.155,45 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulü ile toplam 60.155,45 TL tazminatın 27/11/2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilinin itirazı İtiraz Hakem Heyetince reddedilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde,zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Eldeki dosyada; kaza sonrası düzenlenen ve hükme esas alınan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 07/11/2019 tarihli raporunda Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının kaza sebebiyle %9 oranında sürekli maluliyet tespit edilmiştir. İşbu rapor kaza tarihi itibariyle yürürlükte olmayan yönetmeliğe göre hazırlanmış olup hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
O halde İtiraz Hakem Heyetince; davacının kaza tarihi ve sonrasındaki tüm tedavi
evrakları da eklenerek, davacılara ait dosyada mevcut raporlar da irdelenmek suretiyle, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, rapor alınıp, sonucuna göre, temyiz eden davalı lehine usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
2- Dosya kapsamından; kaza tespit tutanağında plakası tespit edilemeyen aracın tam kusurlu olduğunun tespit edildiği, olayın görgü tanığının emniyet ifadesinde davacının seyir halinde iken plakası tespit edilemeyen aracın davacının sevk ve idaresindeki motosikletin arka tekerine çarpması neticesinde motosikletin devrilerek sürüklendiğinin belirtildiği anlaşılmakla, davalı vekilinin cevap dilekçesinde ve itiraz dilekçesinde kusur tespiti bakımından bilirkişiden rapor alınmasını talep etmesine karşın gerek UHH ve gerekse İHH tarafından talebin reddedildiği anlaşılmaktadır.
O halde, İtiraz Hakem Heyetince, soruşturma dosyası ve varsa ceza mahkemesi dosyası da, dosya içerisine alınarak, dosyanın Adli Tıp Kurumu, İTÜ Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek konusunda uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile kaza tespit tutanağı ve görgü tanığı beyanı, tüm dosya kapsamı ile oluş şekline göre olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre, Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesi ile 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete'de yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinde "Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretinin altında kalması halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1 ve 2) nolu bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 31/03/2022 gününde (1) nolu bent yönünden oybirliğiyle, (2) nolu bent yönünden Başkan ...'nın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Kaza tespit tutanağı ve görgü tanığı beyanına göre plakası tespit edilemeyen araç başvurucunun sevk ve idaresindeki motosikletin arka tekerine çarpması neticesinde
motosikletin devrilerek sürüklendiği, bu oluşun aksini ispat eden delilin sigorta kuruluşu tarafından verilmediğine göre hakem yargılamasında plakası tespit edilemeyen aracın %100 kusurlu kabul edilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Karayolları Trafik Kanunu düzenlemelerinin uygulanması ile görev yapan hakem yargılamasında HMK 266. madde hükmüne göre teknik konular haricinde kusurun varlığı, tespiti hukuki bir konu olup Karayolları Trafik Kanunu 84. madde ve devamındaki kusurla ilgili düzenlemeleri irdelenebilir. Somut olayda görgü tanığı olup bu irdelemenin yapılmasıyla kusur durumu kabul edilmiştir.
Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre sayın çoğunluğun 2 nolu bentte gösterilen kusur tespiti yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğinden söz edilerek İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulması görüşüne katılmıyorum.