Esas No: 2021/16536
Karar No: 2022/6911
Karar Tarihi: 06.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/16536 Esas 2022/6911 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/16536 E. , 2022/6911 K.Özet:
Davacı, davalı ...'un kullandığı motosiklete yolcu olarak bindiği sırada davalılar ..... ve ...'ye ait aracın motosiklete çarpması sonucu yaralandığını ve çalışma gücünü kaybettiğini belirterek maddi tazminat (61.485,45 TL) ve manevi tazminat (25.000,00 TL) talep etmiştir. Davacı, önceki bilirkişi raporuna göre kusurlu bulunduğu için hesaplama yapılmıştı ama daha sonra alınan ek bilirkişi raporuna göre davacının herhangi bir kusuru olmadığı anlaşılarak tazminat hesaplandı. Davalılar manevi tazminatın sigorta teminatı dışında kaldığını belirtti. İlk derece mahkemesi 72.335,83 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine karar verdi. Mahkeme kararının istinaf başvurusu reddedildi ve karar temyiz edildi. Yargıtay ise ilk kararı bozdu ve asıl ve birleştirilen dava yönünden ayrı hüküm kurulması gerektiğini kabul etti. Yeniden yargılama sonrasında mahkeme, asıl davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat (61.485,45 TL) ve manevi tazminat (25.000,00 TL) taleplerine karşılık davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verdi. Davacı vekilinin sair ve davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazları reddedildi. Davacı vekilinin temyiz itirazları kabul edilerek manevi tazminat açısından davalı ... şirketi yararına ayrıca ücret takdir edilmesi gerekmeyen kararın düzeltilmesi için mahkeme kararı hükümsüz hale getirildi ve Dava Dosyası Yargıtay'a gönderildi. Hüküm, \"HMK'nun 370/2. maddesi\" gereğince düzeltilerek onandı.
Kanun
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalılar vekillerince talep edilmiş, davalılar ..., ... ve ... vekillerince duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 15/03/2022 Salı günü davalı ... ve ... vekili Av. ..... ve davalı asil ... geldi. Davacı adına gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalılar ... ve ... vekili ile davalı asil ... dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; davacının 06/09/2010 günü davalı ...'un kullandığı motosiklete yolcu olarak bindiğini, bu sırada davalı ...'in kullandığı, diğer davalı .....'nün sahip olduğu ve davalı ... şirketine sigortalı olan aracın motosiklete çarpması sonucu davacının yaralandığını ve çalışma gücünü kaybettiğini belirterek 10.000,00 TL maddi ve 90.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili; 23/10/2014 tarihli dilekçe ile dava değerini 76.379,45 TL olarak ıslah etmiş, olay tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili birleşen davada; ilk alınan bilirkişi raporuna göre davacıya kusur yüklenerek hesaplama yapıldığını, ancak ek bilirkişi raporunda ise davacının kusuru olmadığı anlaşılarak yapılan hesaplama ile oluşan 13.478,73 TL'lik tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili; manevi tazminatın sigorta teminatı dışında kaldığını, maddi tazminat yönünden kusurun ve zararın ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar..... ve ..... vekili; olayda davalıların kusuru bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile 72.335,83 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine, bu tazminata davalılar ..... ve ... açısından 06/09/2010 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davalı ... şirketi açısından dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılar...... ve ......'dan 06/09/2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; tüm taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nce taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1.maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş; hüküm, tüm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi'nin 14/10/2020 gün ve 2018/2949 E.-2020/5596 K. sayılı ilamında "asıl ve birleştirilen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonrasında, asıl davanın kısmen kabulü ile 61.485,45 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine (bu tazminata davalılar ..., ... ve ... açısından 06/09/2010 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davalı ... şirketi açısından dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine), 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ..., ... ve ...'dan 06/09/2010 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 10.850,38 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine (bu tazminata davalılar ..., ... ve ... açısından 06/09/2010 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davalı ... şirketi açısından dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine), fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, tüm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına bozmaya uygun karar verilmiş olmasına göre davacı vekilinin sair ve davalılar vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının davalı ... şirketine yönelik manevi tazminat talebi olmadığı halde red edilen manevi tazminat miktarı yönünden sadece davalılar ..., ... ve ... lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, davalı ... şirketi yararına da ayrıca vekalet ücreti takdir edilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kararın 6100 sayılı HMK'nun 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair ve davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl davaya ilişkin "Reddedilen manevi tazminat yönünden 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ... şirketine ödenmesine," cümlesinin mahkeme hükmünden çıkartılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı 425,51 TL kalan harcın davalılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.