Esas No: 2021/11181
Karar No: 2022/7297
Karar Tarihi: 18.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11181 Esas 2022/7297 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/11181 E. , 2022/7297 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce başvurunun kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 16/08/2019 tarih 2019/İHK-9951 sayılı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, davalı nezdinde ... poliçesi olan aracın davacıların 1,5 yaşındaki çocuğu....’e çarparak ölümüne sebep olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacılardan anne .... ve ....’ın her biri için 50,00’şer TL olmak üzere toplam 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; ıslah dilekçesi ile talebini davacılardan .....için 87.000,00 TL ve ... için 63.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; başvurunun kabulü ile davacılardan .... için 87.000,00 TL ve ... için 63.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 09/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Anılan karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince:
a- Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir
Dosya kapsamından; sigortalı aracın sürücüsü ...’in; oğlu ve gelini olan davacılar ve torunu olan ... ile aynı evde ikamet ettiği, olay günü hep birlikte evde iken sürücü ... köyüne gitmek üzere evden çıkıp aracına bindiği, bu sırada evde anne ve babası ile birlikte oturan davacıların 1,5 yaşındaki oğlu ...’in anne ve babasının yanından ayrılıp dedesi olan sürücünün peşinden dışarı çıktığı, ancak sürücünün torunu ...’i fark edemediği ve aracı ile ...’e çarparak ölümüne sebep olduğu, Uyuşmazlık Hakem
../...
2021/11181 -2-
2022/7297
Heyetince alınan 20/01/2019 tarihli kusur raporunda sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, 1,5 yaşındaki çocuğa ve davacı anne babaya kusur izafe edilmediği, Uyuşmazlık Hakem Heyeti ara kararı ile davalı tarafın %100 kusurlu olduğunun kabulü ile zararın hesap edilmesinin istendiği, davalı vekilinin kusur raporuna itiraz ettiği ancak davalının itirazlarına yönelik ek kusur raporu alınmadan hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; kaza tarihinde 1,5 yaşında olan müteveffa ...’in bakım ve gözetiminden sorumlu olan kişilerin davacı anne ve baba olduğu, kazanın oluş şekli incelendiğinde davacı anne ve babanın bakım ve gözetim görevlerini gereği gibi yerine getirmediklerinin anlaşıldığı, bu nedenle davacı anne ve babaya çocuklarına karşı bakım ve gözetim görevlerini ihmal etmeleri nedeniyle kusur izafe edilmemesinin hatalı olduğu görülmektedir.
O halde, İtiraz Hakem Heyetince, soruşturma dosyası ve varsa ceza mahkemesi dosyası da, dosya içerisine alınarak, dosyanın Adli Tıp Kurumu, İTÜ Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek konusunda uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile kaza tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamı ile oluş şekline göre, anne-babanın TMK 185 ve 339. maddeleri gereğince bakım ve gözetim ödevinden kaynaklı ihmali davranışları da değerlendirilmek suretiyle olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
b-Uyuşmazlık Hakem Heyetince hükme esas alınan 30/04/2018 tarihli aktüer bilirkişi raporunda; davacıların desteği ...’in 23 yaşında evleneceği, 2 yıl sonra 1. çocuğunun olacağı, 5 yıl sonra da 2. çocuğunun olacağı, 18 yaşından itibaren gelir elde edeceği ve gelirinin asgari ücret kadar olacağı kabul edilmiş, buna göre hesaplama yapılmıştır. Ancak desteğin gelir elde edeceği 18 yaşından, evleneceği 23 yaşına kadar olan dönemde bekar ve çocuksuz kişiye ait asgari geçim indirimi eklenmiş net asgari ücrete göre hesaplama yapılması gerekirken, evli ve 1 çocuklu kişi için olan asgari geçim indirimi eklenmiş net asgari ücrete göre hesaplama yapılmış, bu nedenle hesaplanan tazminatın olması gerekin miktardan fazla çıktığı anlaşılmış olup, bu yönüyle raporun denetime elverişli olmadığı görülmüştür.
Bu durumda; desteğin bekar ve çocuksuz olduğu 18 yaşında, evleneceği 23 yaşına kadar bekar ve çocuksuz kişiye ait asgari geçim indirimi eklenmiş net asgari ücret kadar geliri olacağı kabul edilerek (kararı yalnızca davalının temyiz ettiği ve rapordaki diğer hususlarda davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu için, hesabın 2018 verileriyle ve işlemiş/ işleyecek devre belirlemesinde 2018 yılı esas alınarak yapılması) daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden denetime elverişli ek rapor alınıp, oluşacak sonuca göre hükmü temyiz eden davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak da dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
c-Somut olayda, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına tam ve nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30. maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile adı geçen Yönetmelik'in 16. maddesine eklenen 13. fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17. maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
Açıklanan nedenlerle; Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle de bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2-a), (2-b) ve (2-c) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.