Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11836 Esas 2022/7304 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11836
Karar No: 2022/7304
Karar Tarihi: 18.04.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/11836 Esas 2022/7304 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/11836 E.  ,  2022/7304 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce başvurunun kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 10/11/2019 tarih 2019/İHK-15730 sayılı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı vekili, davacıya ait traktörün davalı nezdinde kasko poliçesi olduğunu, 22/12/2018 tarihinde saat 09:00 sıralarında davaya konu traktörün davacının eşi ....’ın sevk ve idaresinde iken köprüden geçtiği sırada direksiyonunun kilitlendiğini ve dereye uçtuğunu, meydana gelen kaza nedeniyle aracın pert olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 60.000 TL araç hasarının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; başvurunun kabulü ile 47.000,00 TL tazminatın 04/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, aracın hasarlı halinin (sovtajının) davacıya bırakılmasına karar verilmiştir. Anılan karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2-Diğer temyiz itirazlarına gelince:
    Dava, trafik kazası sonucu oluşan araç hasarı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamında davaya konu kazada traktörün sürücüğünü yapan davacının eşi Mustafa Kılınçaslan’ın beyanına göre kaza tarihinde traktörü Dağlıca köyünden aldığı, oturduğu Ülker köyüne getirdiği, traktörün hidrolik sisteminde olan arızayı gidermek ve her mevsim öncesi traktörün rutin bakımları için traktörü servise götürmek üzere yola çıktığı, dere yatağının üzerindeki köprüden geçerken traktörün direksiyonunun kilitlendiği ve traktörün dereye düştüğü anlaşılmaktadır.Uyuşmazlık Hakem Heyetince alınan 08/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda davaya konu traktörün hasar onarım bedelinin KDV dahil 56.050 TL olduğu, aracın kaza tarihindeki 2. el piyasa rayiç bedelinin 60.000 TL olduğu, aracın sovtaj bedelinin 13.000 TL olduğu, buna göre aracın pert totala ayrılmasının daha ekonomik olduğu, davacının toplam zararının 47.000 TL tespit edildiği, uyuşmazlık Hakem Heyetince söz konusu rapor benimsenerek davacı lehine 47.000 TL tazminata hükmedildiği, davalının araçta bilinen ve kaza tarihinde mevcut olan hidrolik arızaya rağmen davacının eşinin aracı kullanarak kazanın olmasına sebebiyet verdiği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun "Zararı Önleme, Azaltma Ve Sigortacının Rücu Haklarını Koruma Yükümlülüğü" başlıklı 1448 maddesi uyarınca tazminattan davacı tarafın ağır kusuru nedeniyle % 75 oranında indirim yapılması gerektiği hususunda itirazda bulunduğu, İtiraz Hakem Heyetince araç sürücüsünün ifadesinde aracın hidroliğinde var olan arızanın tamirini yaptırmak için servise gittiğini beyan ettiği, buna göre sigortalının, araçta var olan arızanın farkında ve tamire götürmekte iken kazanın meydana geldiği, aracın direksiyon kilitlenmesi sebebiyle dere yatağına devrildiği, davacı tarafın kasten sebep olduğu bir hasardan söz etmenin mümkün olmadığı, araçta var olan hidrolik arıza için sadece hidroliğe ilişkin kısmın hasarının teminat kapsamı dışında olduğu, sair hasarların ise ani etki sebebiyle meydana geldiği, bu nedenle sair hasarların teminat kapsamında kaldığı, karara esas alınan bilirkişi raporunda aracın hidroliğe ilişkin kısmının hesaba dahil edilmediği ve hidrolik bedeli ile ilgili hüküm verilmemiş olduğundan davalının bu husustaki itirazının reddine karar verilmiştir.
    6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun "Zararı Önleme, Azaltma ve Sigortacının Rücu Haklarını Koruma Yükümlülüğü" başlıklı 1448/1. maddesinde "Sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu durumlarda, zararın önlenmesi, azaltılması, artmasına engel olunması veya sigortacının üçüncü kişilere olan rücu haklarının korunabilmesi için, imkânlar ölçüsünde önlemler almakla yükümlüdür. Sigorta ettiren, sigortacının bu konudaki talimatlarına olabildiğince uymak zorundadır" düzenlemesine; aynı maddenin 2.fıkrasında "Bu yükümlülüğe aykırılık, sigortacı aleyhine bir durum yaratmışsa, kusurun ağırlığına göre tazminattan indirim yapılır" düzenlemesine ve 3.fıkrasında ise "Sigortacı sigorta ettirenin birinci fıkra gereğince yaptığı makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile, sigorta tazminatından veya bedelinden ayrı olarak tazmin etmekle yükümlüdür" düzenlemesine yer verilmiştir.
    Sigorta sözleşmesine konu rizikonun gerçekleşme ihtimalini artıran ve sigortacının durumunu ağırlaştıracak mahiyetteki hususları sigortacıya bildirmek, sigortalı bakımından yükümlülük olmakla birlikte; TTK'nun 1448.maddesi gereği, zararın oluşumunun engellenmesi için gerekli önlemlerin alınması da sigortalı için bir yükümlülüktür. Sigortacının sorumluluk derecesi belirlenirken, gerek rizikoyu ağırlaştıracak hususların bildirilmesine ilişkin yükümlülük, gerekse riziko ağırlaşmasını engelleyecek önlemlerin alınması yükümlülüğünün birlikte ele alınması gereklidir. Aksi yöndeki bir kabul, güven ve iyiniyet temelinde kurulan sigorta sözleşmesinde, taraf menfaatleri arasındaki dengenin bozulmasına yol açacaktır.
    Somut olayda; davaya konu traktörün hidrolik sisteminde kaza öncesinde arızanın mevcut olduğu ve davacı tarafça da bu hususun bilindiği, sürücünün beyanına göre kaza tarihinde bu arızanın giderilmesi ve mevsimlik bakım için traktörün servise götürüldüğü, traktörün direksiyonunun kilitlenmesi sonucu traktörün dereye uçtuğu, traktörde hidrolik arızası bulunmasına rağmen kaza tarihinde aracın kullanıldığı ve yola çıkıldığı, buna göre TTK'nun 1448.maddesi kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği açıktır.Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti'nce; kazanın traktörün hidrolik sistemindeki arızadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, hidrolik sistemdeki arızanın kazaya etki edip etmediği hususlarında makine mühendisi bilirkişiden ek rapor alınarak, sonucuna göre TTK'nun 1448.maddesindeki düzenlenen hükümler uyarınca sigortalı davacı tarafın müterafik kusuru bulunup bulunmadığı ve bu hükümler muvacehesinde tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı hususu da değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    3-Somut olayda, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına tam ve nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.
    5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30.maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile adı geçen Yönetmeliğin 16. maddesine eklenen 13. fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
    Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17.maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
    Açıklanan nedenlerle; Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle de bozulması gerekir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 18/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara