Esas No: 2021/15589
Karar No: 2022/7479
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/15589 Esas 2022/7479 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/15589 E. , 2022/7479 K.Özet:
Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvuran davacı, tescilsiz motosiklet ile karşı araç çarpışması sonrası yaralandığını belirterek tazminat istemişti. Sigorta Hakem Heyeti sürekli işgöremezlik tazminatını kabul ederken geçici işgöremezlik talebini ise reddetti. Heyet kararına davalı taraf itiraz edince İtiraz Hakem Heyeti tarafından itiraz reddedildi. Ancak, dosyadaki belgelerde davacının sürücünün ehliyetsiz olduğunu bilebilecek durumda olup olmadığı netleştirilmediği için müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağı tartışmalı olduğundan karar bozuldu. Ayrıca, hatır taşıması ilişkisi değerlendirilirken hatır taşıması bulunmadığı yönünde yapılan değerlendirme hatalı bulundu ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği belirtildi. Kararda, Sigortacılık Kanunu'nun 30/17 maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi de açıklandı. Kanun maddelerine göre, müterafik kusur indiriminde tazminattan uygun bir indirim yapılması gerektiği ve hatır taşımasının değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması gerektiği belirtildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin 22/01/2019 tarih 2019/İHK 794 sayılı kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 04/08/2017 tarihinde meydana gelen çift taraflı kazada davacının yolcu konumunda bulunduğu tescilsiz motosikletin başka bir araçla çarpışması sonucu müvekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah ile talebini 66.327,79 TL'ye yükseltmiştir.
Sigorta Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre başvuru sahibinin geçici işgöremezlik talebinin usulden reddine, sürekli işgöremezlik tazminat talebinin kabulü ile 66.327,79 TL'nin 10/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte aleyhine başvuru yapılan Güvence Hesabından alınarak başvuru sahibine verilmesine karar verilmiş; bu karara davalı vekili, İtiraz Hakem Heyeti nezdinde itiraz etmiştir.
Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından İtirazın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 52. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK.nun 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Dosyadaki belge ve bilgilerden, davacının yolcu olarak bulunduğu motosikletin sürücüsünün ehliyetsiz olduğu anlaşılmakta, ancak, davacının sürücünün ehliyetsiz olduğunu bilerek mi yoksa bilmeyerek mi seyahat ettiği anlaşılamamaktadır. Şu halde, hakem heyetince, davacının ehliyetsiz motosiklet sürücüsünün arkasında seyahat ederken ehliyetsiz olduğunu bilebilecek durumda olup olmadığı hususunun netleştirilmesi ve buna göre müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağının tartışılması, müterafik kusur indirimi yapılması kanaati oluşursa yerleşik içtihatlarımıza göre yukarıdaki yasal düzenleme kapsamında TBK md. 52 uyarınca tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yazılı şekilde araştırma yapmadan hüküm tesis edilmesi doğru olmamış, eksik incelemeye dayalı kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
2- Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK'nın 43. (6098 sayılı TBK’nın 51.) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi, indirim yapacak ise de Dairemizin uygulamalarına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapması gerekmektedir.
İtiraz Hakem Heyetince araç sürücüsünün beyanında davacının kız arkadaşının annesi olduğunu, davacının da ilaç almak için sürücünün aracına bindiğini bildirmeleri karşısında davalı tarafın hatır indirimine yönelik itirazının reddi gerekmiştir denilerek hatır taşıması bulunmadığı yönünde hatalı şekilde değerlendirme yapılarak davalının itirazı reddedilmiştir. Dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler incelendiğinde davacının sürücünün kız arkadaşının annesi olduğu, sürücünün ifadesinden kendisini akrabalarının yanına götürmesini istediği, davacının ifadesinden de tanıdığı birinden ilaç alıp eve dönerken kazanın meydana geldiği anlaşılmakta olup, davacı yolcunun dava dışı motosiklet sürücüsü tarafından menfaat karşılığı taşınmadığının ve olayda hatır taşıması bulunduğunun kabulü ile tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre, Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesi ile 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete'de yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinde "Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretinin altında kalması halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, dosyanın, hakem dosyasının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.