Esas No: 2021/12713
Karar No: 2022/7749
Karar Tarihi: 22.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/12713 Esas 2022/7749 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/12713 E. , 2022/7749 K.Özet:
Sigorta tahkim yargılaması sonucunda, trafik kazası sonucu ölen yolcuların aileleri tarafından açılan maddi tazminat davasında, davalı sigorta şirketi tarafından teminat gösterme yükümlülüğü dile getirilmiştir. Hükümde, yabancı kişilerin teminat gösterme yükümlülüğü ve karşılıklılık esası ile ilgili kanun maddeleri olan MÖHUK madde 48/1 ve 48/2 detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Hakem Heyeti'nin, davacıların statüsü belirsiz olduğu için teminat muafiyeti tespit edilemediğini belirtip, bu konuda Adalet Bakanlığı'ndan yazılı bir görüş alınması gerektiği yönündeki kararı doğrultusunda, davacıların teminat göstermek üzere süre verilmesi gerektiği belirtilmektedir. Karar, itiraz nedenine göre diğer temyiz itirazlarına yer olmadığı, harcın iadesine karar verilerek bozulmuştur.
MÖHUK madde 48/1'e göre, Türk mahkemesinde yargılama sürecinde olan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleri ile karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirlediği teminatı göstermekle yükümlüdür. Mahkeme, karşılıklılık ilkesi gereği teminattan muaf tutabilir.
MÖHUK madde 48/2 ise, dava açanın/katılanın/takip yapanın karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutulabileceği hususuna dikkat çekmektedir. Bu karşılıklılık, iki devlet arasında imzalanan anlaşmalarla, kanuni veya fiili karşılıklılıklarla sağlanabilir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce başvurunun kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından itirazın kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; davalı ... nezdinde ... poliçesi ile sigortalı bulunan araçta yolcu konumunda bulunan müvekkillerinin desteğinin 18/7/2019 tarihinde gerçekleşen tek taraflı trafik kazasında vefat ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik toplam 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili talebin reddi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazın kısmen kabulüne karar verilmiş, İtiraz Hakem Heyeti kararı taraf vekilleri tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Türk Hukukunda kişilerin hak arama özgürlüklerini kullanmaları herhangi bir sınırlandırmaya tabi tutulmamıştır. Ancak bazı istisnai durumlarda dava açan veya takip hakkını kullananın önceden belirlenen bazı özel yükümlülükleri yerine getirmesi şart koşulabilir. Bu istisnai şartlardan biri de teminat gösterme yükümlülüğüdür.
5718 sayılı MÖHUK madde 48/1'e göre; “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır”. MÖHUK’ta teminat gösterme yükümlülüğü konusunda “yabancılık” ölçütü esas alınmıştır. Buna karşın davalının veya kendisine karşı takibe girişilen karşı tarafın vatandaşlığı, bu madde kapsamında da bir öneme sahip değildir. Bu maddeye göre hakim tarafından verilen kesin süre içinde teminat gösterilmezse, dava, dava şartı eksikliğinden HMK'nun 114/1-ğ maddesi uyarınca reddedilir.
MÖHUK madde 48/2’de ise; “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar” hükmü yer almaktadır.Buna göre Türk hâkimi, yabancı davacının, davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın vatandaşı olduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık (mütekabiliyet) var ise, bu kişiyi teminattan muaf tutacaktır. Karşılıklılık, iki devlet arasında imzalanan (iki taraflı) anlaşma veya iki devletin de taraf olduğu uluslararası (çok taraflı) anlaşma ile sağlanabileceği gibi, kanuni veya fiili karşılıklılık şeklinde de sağlanabilir. Az yukarıda belirtilen anlaşmalardan biri de 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi olup, anılan sözleşmenin 17. maddesinde; âkit devletlerden birinde ikamet eden ve diğer bir devletin mahkemeleri huzurunda davacı veya müdahil olarak bulunan âkit bir devletin vatandaşlarından yabancı olmaları sebebi ile herhangi bir teminat istenemeyeceği düzenlenmiştir.
Davacılar Afganistan uyruklu olup, Hakem Heyetince başvurucuların teminat muafiyetinin bulunup bulunmadığı hususunda, hükme dayanak oluşturacak nitelikte bir araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 48/2. maddesinde dava açanın karşılıklılık esasına göre, teminattan muaf tutulabileceği düzenlendiğinden öngörülen teminat hususu resen gözetilmelidir.
Bu sebeple İtiraz Hakem Heyetince, öncelikle davacıların statüsü belirlenerek teminattan muaf olup olmadığı hususunun Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü'nden sorularak alınacak yazı cevabına göre, davacıların teminat göstermesi gerektiği sonucuna varılırsa, teminatın yatırılması için davacılara kesin süre verilmesi, anılan sürede belirtilen teminatın yatırılmaması halinde istemin usulden reddine, yatırılması halinde ise, dava şartı eksikliği süresinde giderilmiş olacağından işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken doğrudan işin esasına girilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine 22/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.