Esas No: 2022/2556
Karar No: 2022/7877
Karar Tarihi: 30.05.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/2556 Esas 2022/7877 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2022/2556 E. , 2022/7877 K.Özet:
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yargıtay(Kapatılan) 17.Hukuk Dairesi'nin bozma kararında, davacı vekilinin on yıllık süresinin geçmesi nedeniyle hükmün zamanaşımına uğradığını ileri sürerek hükmü temyiz ettiği belirtilmiştir. Mahkeme, bozmaya uyarak davanın ilam zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermiştir. Ancak kararda yapılan yanlışlığın giderilmesi için bir yeniden yargılama yapılmadan düzeltilerek onanması gerektiği karara bağlanmıştır. Kanun maddeleri olarak İİK 277 ve devamı maddeleri, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 135/2. maddesi, ve 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi dava sürecinde kullanılmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava; İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay(Kapatılan) 17.Hukuk Dairesi’nin 28/01/2020 tarih, 2019/1988 Esas ve 2020/129 Karar sayılı bozma ilamında; "Mahkemece verilen 21/11/2008 tarihli kararın davacı vekiline 25/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin on yıllık süresinin geçmesi nedeniyle hükmün zamanaşımına uğradığını ileri sürerek hükmü temyiz ettiği, hüküm tarihi ile taraflara tebliğ tarihi arasında on yıldan fazla süre geçtiği, zaman bakımından uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 135/2. maddesi gereğince hükmün, verildiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra zamanaşımına uğradığı, bu sürede zamanaşımını kesen sebeplerin varlığı da kanıtlanamadığından mahkeme kararının zamanaşımına uğradığı, 11/04/1940 tarih 1939/15 Esas ve 1940/70 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca mahkemenin, verilen hükmü kendiliğinden değiştiremeyeceği, ilam zamanaşımına uğramış olsa bile temyiz edilip Yargıtay tarafından bozulmadıkça davayı tekrar ele alıp zamanaşımı nedeniyle reddedemeyeceği belirtilerek ilamın zamanaşımına uğradığı gözetilerek yeniden hüküm kurulması için kararın bozulması" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davanın ilam zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Mahkemece verilen ilk karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay (Kapatılan) 17.Hukuk Dairesince bozulmuştur. Yargıtay (Kapatılan) 17.Hukuk Dairesi’nin bozma kararında; davacı vekilinin, on yıllık süresinin geçmesi nedeniyle hükmün zamanaşımına uğradığını ileri sürerek hükmü temyiz ettiği, hüküm tarihi ile taraflara tebliğ tarihi arasında on yıldan fazla süre geçtiği buna göre; ilamın zamanaşımına uğradığı gözetilerek yeniden hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak davanın ilam zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğrudur. Ancak kararda davalı ... lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden de ilam zamanaşımının gerçekleştiği ve kararında sadece davacı vekili tarafından temyiz edildiği buna göre mahkemenin bozma ilamına uyulmasına karar vermesiyle, hükmü temyiz eden davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeksizin davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 4. bendinin hükümden çıkartılarak hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 30/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.