Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/26406 Esas 2022/7947 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/26406
Karar No: 2022/7947
Karar Tarihi: 31.05.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/26406 Esas 2022/7947 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/26406 E.  ,  2022/7947 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalı ... Sigorta A.Ş. aleyhine 01/03/2012 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/01/2021 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

    K A R A R

    Hükmüne uyulan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 26/03/2019 gün, 2016/9659 E- 2019/3578 K sayılı ilamı ile “…Mahkemece davacı vekiline, 07/03/2013 tarihli duruşmada, “Müvekkilini Mahkememizde Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı'na sevk için hazır etmesi veya, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığına doğrudan kendilerinin başvurması halinde başvuru yapılıp randevu alındığına ilişkin belgeyi sunmaları için davacı vekiline 4 hafta kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde istenilen belgeler sunulmaz ya da davacı hastaneye sevk için Mahkememizde hazır edilmez ise meslekte kazanç kaybı konusunda rapor alınmasına ilişkin delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları ve davanın toplanan delillere göre sonuçlandırılacağı konusunda davacı vekilinin uyarılmasına." konusunda ihtaratta bulunulmuş, davacı vekilince ara karar gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Ara kararında mevcut delillere göre karar verileceğinin belirtilmesi ve davanın reddedileceği hususunun ihtar edilmemesine karşın yazılı olduğu şekilde red kararı verilmesi isabetli olmadığı gibi, yapılması istenen işler için verilen süre HMK'nın 90. maddesine uygun olmayıp, davacıyı bağlayıcı özelliği yoktur.
    Bunun yanı sıra, Mahkemece, verilen ara karar gereğinin kesin süre içerisinde yerine getirilmemesi üzerine davanın mevcut delillerle sonuçlandırılmasına karar verilmiş ise de, dosyada mevcut diğer deliller incelenmeden karar verilmesi de doğru değildir. Zira, dosyada mersin Devlet Hastanesi tarafından gönderilen davacıya ait hastane tedavi evraklarının yer aldığı görülmekte, dolayısıyla maluliyet raporu alınması için gerekli belge/bilgilerin dosya içerisinde mevcut bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, Mahkemece, kazayla ilgili dosyaya getirtilen hastane kayıtları ve ekleri Adli Tıp Kurumuna gönderilmek suretiyle konusunda uzman bilirkişilerden kaza tarihi gözetilerek geçici ve/veya sürekli işgöremezliğin bulunup bulunmadığına dair rapor alınması, muayene için davacının sevkinin istenilmesi halinde sevkedilmesi bu halde, yukarıdaki açıklamalar ışığında davacı vekiline davacının muayeneye müracaatı için yeterli ve makul kesin süre verilerek, kesin süreye uyulmamasının sonuçları da açıkça ihtar edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uygun yapılan yargılama neticesinde, mahkemece verilen bir haftalık süre içerisinde dilekçe verilmediği gerekçesiyle ıslah hiç yapılmamış sayılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; söz konusu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesi “Hâkim, Türk hukukunu resen uygular.” hükmünü haizdir. Dava konusu olayların hukuki açıdan değerlendirilip vasıflandırılması hâkime aittir. Hâkim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve talep sonucu ile bağlı iken hukuki nitelendirme ile bağlı değildir.
    Dosya kapsamından, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla talepte bulunulduğu, eldeki davanın kısmi dava olduğu, davacı vekili tarafından talep artırım dilekçesi sunulduğu ve talep artırım harcı yatırıldığı anlaşılmakta ise de; mahkemece sunulan bu dilekçenin ıslah dilekçesi; yatırılan harcın ise ıslah harcı olarak yorumlanıp davacının talebi doğrultusunda karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle artırılan kısım bakımından ret kararı verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 31/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara