Esas No: 2020/32884
Karar No: 2022/10428
Karar Tarihi: 25.05.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/32884 Esas 2022/10428 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2020/32884 E. , 2022/10428 K.Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, bir kişinin karşılıksız yararlanma suçuyla mahkum edildiği belirtilmiştir. Mahkemede, suçun oluşup oluşmadığına ilişkin bilirkişi raporu tanzimine gerek olmadığına, suçun karşılıksız yararlanma şeklinde işlenmesi nedeniyle zararın tazmin edilmesi halinde kamu davası açılmayacağına, zararın tazmin edilmemesi halinde ise kovuşturmanın devam edeceğine dair kararlar alınmıştır. Dosyaya ait kanun maddeleri olarak, TCK'nın 53. maddesi ve sonradan yapılan değişiklikle ilgili olan 7242 sayılı Kanun'un 10. maddesi, ayrıca karşılıksız yararlanma suçları için uygulanacak olan TCK'nın 163/3. ve 168/5. maddeleri ile 6352 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları uygulanırken, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak;
Dosya içerisindeki 15.01.2015 tarihli kaçak su tespit tutanağında, “Sökülen sayaç yerine boru bağlayarak ölçüm dışı su kullanıldığının” belirtildiği, bu kullanım şekline göre suyun sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesinden dolayı suçun oluşup oluşmadığına ilişkin mahallinde bir keşif yapılarak bilirkişi raporu tanzimine lüzum bulunmadığı;
6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK'nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararı soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan TCK'nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında müşteki kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerektiği,
Bu açıklamalar ışığında ve somut olayda yapılması gerekenin, sanık tarafından yapılmış bir ödeme varsa bunun miktarı müşteki kurumdan sorulup ödediği toplam miktarın bilirkişiye dosya üzerinden hesaplattırılacak olan müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını karşılaması durumunda sanık hakkında CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerektiği, ödeme yapılmaması veya yapılan ödemenin zararı karşılamaması durumunda ise yargılamaya devamla dosyadaki delillere göre hüküm kurulacağı ihtarı ile makul süre verilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 25.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.