Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13909 Esas 2022/8220 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/13909
Karar No: 2022/8220
Karar Tarihi: 06.06.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13909 Esas 2022/8220 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/13909 E.  ,  2022/8220 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından 09/08/2018 tarih 2018/İHK-6594 sayılı davalı vekilinin itirazlarının reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili, 04/06/2016 tarihinde müvekkilinin kullandığı aracın çift taraflı trafik kazasına karışması sonucu müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak zararın karşılanmadığını, bu nedenle huzurdaki başvuruyu yapmak durumunda kaldıklarını iddia ederek, oluşan zararlarının tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 42.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve ödemiş oldukları 1.770,00 TL rapor ücretinin de yargılama giderleri arasında davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Sigorta Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından, talebin kabulüne, 310.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 12.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi le birlikte tahsiline karar verilmiş; karara davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
    Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalı vekilinin itirazlarının reddine dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Sigorta İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin meydana gelen kazada yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuştur.
    Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
    Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
    Somut olayda; Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından hükme esas alınan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı'nın 03/10/2017 günlü raporunda davacının maluliyetinin Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tesbit İşlemleri Yönetmeliğine göre değerlendirilmesi sonucunda travma sonrası stres bozukluğu özürlülük oranının % 47,2 olduğu tespit edilmiş, Hakem Heyetince anılan rapor karara esas alınarak talebin kabulüne karar verilmiş, karara karşı itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince, davalı ... şirketi vekilinin hükme esas alınan maluliyet raporunun hatalı olduğuna dair yaptığı itiraz reddedilmiştir.
    Maluliyete ilişkin alınacak raporların kaza tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre düzenlenmesi gereklidir. 04/06/2016 kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan " Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik" hükümleri esas alınması gerekirken kaza tarihinde yürürlükte olmayan yönetmeliğe göre düzenlenen raporun karara dayanak yapılması doğru olmamıştır.
    Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında; İtiraz Hakem Heyetince davacının kazadan sonraki psikiyatrik şikayetleri ile uygulanan tedaviye yönelik tüm belgelerin (psikiyatri poliklinik kayıtları, reçeteler, ilaç raporları) davacı taraftan sorulup, ilgili yerlerden temin edilmesinden sonra, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalından içerisinde psikiyatri uzmanının da bulunduğu bilirkişi heyetinden davacının gerekirse yeniden muayenesi yapılarak kaza nedeniyle kalıcı maluliyeti oluşup oluşmadığı, travma sonrası stres bozukluğunun süreklilik arz edip etmediği, sürekli değilse ne kadar süreceği varsa maluliyet oranının ve kazadaki yaralanma ile maluliyet arasındaki illiyet bağı bulunup bulunmadığının 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri ile ekindeki cetvellere göre belirlenmesi için rapor alınıp oluşacak sonuca göre (maluliyet oranı bakımından temyiz eden davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınarak) karar verilmesi gerekirken, hatalı maluliyet raporuna göre karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    3-Davacı vekili, davacının meydana gelen kazada yaralandığını, % 47,2 oranında malul kaldığını, aynı işi yapmak için daha fazla efor sarfetmek zorunda kaldığını açıklayıp tazminat talebinde bulunmuş, davacının gelirine ilişkin bordro sunmuştur.
    6098 sayılı TBK'nin 54. maddesinin 3. fıkrasında, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan zararları, haksız fiil sorumluluğu kapsamında tazmini gereken zararlar arasında düzenlemiştir. Eldeki davada bu düzenleme gereği, davacının davaya konu kazadaki yaralanmasından doğan zararlarının giderilmesi amacı ile benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda talebin kabulüne karar verilmiştir. Ancak eksik inceleme ile karar verilemez.
    Çalışma gücünün kısmen kaybına ilişkin zarar talebi, kişinin tüm yaşamı boyunca katlanacağı, geleceğe yönelik zararının da giderimi amacını taşıyan bir talep olduğundan, kişinin hak kazanacağı tazminat miktarının doğru belirlenebilmesi bakımından, çalışma gücü kaybına yol açan kaza tarihindeki gerçek ve net gelirinin doğru belirlenmesi önemlidir.
    Somut olayda, karara dayanak yapılan 25/04/2018 tarihli hesap bilirkişi raporunda 10.06.2016-31.12.2018 tarihleri arası için bilinen işlemiş dönem hesabı yapılırken dosya içine sunulmuş olan 2016 ve 2017 yılı bordrolarının o yıllara ait asgari ücrete oranı bulunarak 2016 yılı oranı 2016 yılı hesabında, 2017 yılı oranı ise 2017 ve 2018 yılı hesabında kullanılmıştır. Bu şekilde hesap denetime elverişli olmadığı gibi, bilinen işlemiş dönem hesaplaması yapılırken, davacının kaza tarihinden rapor tarihine kadar geçen süredeki (işlemiş/bilinen dönemdeki) somut gelirinin tespit edilmesi, işlemiş/bilinen dönem hesabının bu veriler doğrultusunda yapılması gerekirken anılan doğrultuda bir araştırma yapılmamıştır.
    Bu durumda, İtiraz Hakem Heyetince; davacının olay tarihinden sonraki tüm maaş bordrolarının sunulması yönünde davacı vekiline süre verilmesi, bilinen aktif dönem tazminat hesabının maaş bordroları esas alınarak hesaplanması, bilinmeyen aktif dönemde ise davacının elde ettiği gelirin asgari ücrete oranı bulunup bu oran esas alınarak bilinmeyen aktif dönem hesabının yapılması hususlarında bilirkişiden ek rapor alınması ve oluşacak sonuca göre davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerekir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 06/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara