Esas No: 2021/13094
Karar No: 2022/8299
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13094 Esas 2022/8299 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/13094 E. , 2022/8299 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce başvurunun kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 26/01/2021 tarih 2021/İHK-1530 sayılı itirazın kabulü ile başvurunun kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; davacının eşi ...’nın sevk ve idaresindeki motosiklet ile davalı nezdinde ... poliçesi olan kamyonetin karıştığı çift taraflı kazada davacının eşinin vefat ettiğini beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak olarak 10.100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili talep etmiş; talep artırım dilekçesi ile talebini 161.781,00 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulü ile 161.781,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 20/05/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davalının itirazının kısmen kabulüne, kararın kaldırılmasına, başvurunun kabulü ile 129.424,80 TL destekten yoksun kalma tazminatının 20/05/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dairemizce kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği, yine eş,../... çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, ana ve babaya 1’er pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine çok uygun düşmektedir. Çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselecektir. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay, eşe 2 pay esasına göre %50 pay desteğe, %50 pay eşe verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanmalıdır.
Hakem heyetince hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda, müteveffanın destek tazminatı hesabı yapılırken; anne ve babaya pay ayrılmadığı, desteğin tüm gelirini eşi ile paylaşacağı varsayımı ile hesaplama yapıldığı görülmektedir. Dosya kapsamında desteğin kaza tarihinde anne ve babasının hayatta olup olmadığı araştırılmaksızın, murisin gelirinden anne ve babaya destek payı ayrılmadan yapılan hesaplama eksik ve hatalı olmuştur.
O halde hakem heyetince, desteğin nüfus kayıtları celp edilerek, kaza tarihinde desteğin anne ve babasının hayatta olup olmadığı hususunun araştırılması suretiyle Dairemiz uygulamasına da uygun şekilde; aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, destek paylarının hatalı belirlendiği rapordaki hesaplamanın kabulü doğru görülmemiştir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3- Davacı, kazada hayatını kaybeden eşi ...’nın desteğinden mahrum kaldığını ileri sürerek tazminat isteminde bulunmuştur. Destekten yoksun kalma iddiası ile açılan dava, ölümden sonraki süre boyunca doğacak zararın tazmini talebini kapsamaktadır. Bu nedenle yargılama boyunca davacının değişen durumu tazminatın belirlenmesi yönünden etkili olacaktır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 45.) maddesi gereği destekten yoksun kalma tazminatının mahiyeti ve amacı, ölenin eylemli yardımını alanların, desteğin ölümünden sonra da bu yardımdan mahrum kalmaması olduğuna göre destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için her şeyden önce destek alma hakkı olan kişinin, destek alma ihtiyacının devam etmesi gerekir. Bu itibarla; dul kalan eşin yeniden evlenmesi halinde destekten yoksun kaldığı sürenin önceki eşin ölüm tarihi ile yeniden evlenme tarihi arasındaki süreye göre hesaplanması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinde, davacının 06/01/2021 tarihinde, desteğin ölümünden sonra evlendiği anlaşılmaktadır.
Hakem Heyetince davacı eşin evlendiği hususunun göz önünde bulundurularak desteğin ölüm tarihi ile davacının yeniden evlendiği tarihe kadarki gerçek zararının hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken desteğin eşi davacının yeniden evlendiği tarihten sonraki dönem için de destek hesabı yapılmış olması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
4-Somut olayda, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına tam ve nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30.maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile adı geçen Yönetmeliğin 16. maddesine eklenen 13. Fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17.maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
Açıklanan nedenlerle; İtiraz Hakem Heyeti'nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle de bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 06/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.