Esas No: 2021/16239
Karar No: 2022/8365
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/16239 Esas 2022/8365 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/16239 E. , 2022/8365 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aydın 3.Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 01/03/2022 salı günü davacı vekili Av. .... geldi, davalılar adına gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 17. H.D.'nin 10/11/2020 tarih 2019/6097 E - 2020/6762 K sayılı ilamı ile "2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 50/1. maddesine göre" para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunacağı, 6100 sayılı HMK'nın 447/2 maddesi uyarınca mevzuatta yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı HUMK'a yapılan yollamalar HMK'nın bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı,buna göre 6100 Sayılı HMK'nın 19/2. maddesi hükmü İcra Dairelerinin yetkisi hakkında da uygulanacağı, HMK 19/2' ye göre "yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerektiği, yetki itirazında bulunan tarafın, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirmesi gerektiği, aksi takdirde yetki itirazının dikkate alınmayacağı, somut olayda kesin yetki kuralı olmadığı gibi, davalılar vekilinin takipte Koçarlı veya Bodrum İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirttiği ancak seçtiği İcra Müdürlüğünü bildirmediğinden, yukarıda belirtilen yasa hükmü uyarınca yetki itirazının dikkate alınmayacağı, öncelikle davalıların icra dairesinin yetkisine yaptıkları itirazın reddedilerek istinaf başvurusunun incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi"gerektiği belirtilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince,davacı tarafça, icra tehdidi altında icra dosyasına ödediği paranın iadesi için istirdat davası açmak yerine davalılara karşı ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığı ve itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmış ise de, İİK m.72. maddesi gereğince, davacının icra dosyasına ödediği paranın istirdadı için ancak istirdat davası açabileceği, icra dosyasına ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için ilamsız icra takibi yapamayacağı belirtilerek, ilk derece mahkemesince bu gerekçe ile davanın usulden reddine dair verilen kararın yerinde olduğu sonucu ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş,davacı vekili kararı temyiz etmiştir.
Dava, davacı sigortacının dava dışı sigortalısı adına kayıtlı araç ile davalıların murisinin içerisinde yolcu olduğu karşı aracın karıştığı trafik kazasında, murisin vefatı nedeniyle, davacı şirketin destekten yoksun kalan davalı mirascılara yaptığı ödemenin rücuen tazminine yönelik başlattığı icra takibine itiraz üzerine, duran takibin devamına yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıların murisi Süreyya Dere'nin trafik kazasında vefatı sonucunda Bağ-Kur sigortalısı olması nedeni ile hak sahiplerine (mirascılarına) SGK tarafından ilk peşin sermaye değeri olarak 77.601,48 TL ödendiğini, SGK'nın bu zararının tazmini için Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi sıfatıyla) 2009/1094 esas sayılı dosyası ile kazada kusurlu addedilen davacı ... şirketine karşı rücuen alacak davası açtığını, mahkemece 77.601,48 TL'nin ödetilmesine karar verilmesi üzerine bu ilamın Muğla 2. İcra Müdürlüğünün 2012/3861 esas sayılı dosyasından takibe konulduğunu, müvekkili sigorta şirketinin, SGK ya bu borcu icra kanalı ile 13/05/2014 tarihinde 108.475,00 TL olarak ödediğini, dosyanın infazen kapandığını, böylece poliçe limitinin bittiğini ve sigortacının sorumluluğunun kalmadığını, bu kez eldeki dosyanın davalıları (mirascılar) tarafından da Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde aynı kazaya ilişkin olarak destekten yoksun kalma tazminatı davası açıldığını, mahkemenin 2014/568 E 2014/541K sayılı kararı ile davanın kabulle neticelendiğini, Bodrum 1. İcra Müdürlüğünün 2014/5335 esas sayılı dosyası ile takibe konu edildiğini ve bu dosyaya da mirascılar için ödeme yapıldığını, oysa ki SGK tarafından açılan ilk dava üzerine verilen hükmün infazı ile poliçe limitinin tükenmiş olması nedeniyle davalıların açtıkları destekten yoksun kalma tazminatı davasında müvekkili yönünden davanın reddi gerekirken mahkemece bu yöndeki itirazları dikkate alınmadan aleyhlerine karar verilmesi nedeni ile poliçe limitinden fazla ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, her iki dosyanında kesinleştiğini, mirasçılara fazladan yaptıkları ödemenin istirdatı için davalılar hakkında İzmir 18. İcra Müdürlüğünün 2015/3584 esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını davalıların haksız yere itiraz ederek takibi durdurduklarını belirterek itirazın iptalini talep etmektedir.
İlk Derece Mahkemesince, 2004 Sayılı İcra İflas Kanununun 72/7. maddesi uyarınca takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahsın, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebileceğini, yasanın bu açık düzenlemesinden de anlaşıldığı üzere borçlu olmadığı bir parayı icra takibi nedeniyle ödemek zorunda kaldığını iddia eden kişinin sadece mahkemeye başvurarak istirdat talebinde bulunabileceği, icra dairesine başvuramayacağı, bu itibarla yasaya aykırı olarak icra takibine başvuran kişinin, bu takibe yapılan itirazın kaldırılmasını da isteyemeyeceği gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekilinin kararı istinaf etmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-borçluların öncelikle icra dairesinin yetkisine itiraz etmeleri nedeniyle bu itirazın değerlendirildiği, yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir takip bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, dava şartı olan davalıların icra dairesinin yetkisine itirazları hakkında karar verilmemesi kamu düzenine aykırılık oluşturmakla, HMK'nın 355 ve 353/1-b-2. maddesi uyarınca kararın resen kaldırılmasına karar verilmiştir.Kararın temyizi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi'nin yukarıda izah edilen ilamı uyarınca davalıların icra dairesinin yetkisine yaptıkları itirazın reddedilerek istinaf başvurusunun incelenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi için İstinaf Mahkemesi kararı bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı tarafça, icra tehdidi altında icra dosyasına ödediği paranın iadesi için istirdat davası açmak yerine davalılara karşı ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığı ve itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmış ise de, İİK m.72. maddesi gereğince, davacının icra dosyasına ödediği paranın istirdadı için ancak istirdat davası açabileceği, icra dosyasına ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için ilamsız icra takibi yapamayacağı gerekçesi ile ilk derece mahkemesince davanın usulden reddine dair verilen kararın yerinde olduğu sonucuna varılarak; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Ancak varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 72/7.maddesine göre; "Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir."düzenlemesi yapılmıştır.
Murisin mirascıları (davalılar) tarafından mahkeme ilamına dayalı olarak başlatılan ilamlı icra takibi üzerine, davacı ... icra dosyasına ödeme yapmıştır. İlamlı icra takibinde borçlunun zaten takibe itiraz imkanı olmadığından İİK 72/7 hükmünün somut olaya uygulanması söz konusu olmayacaktır. Davacı ... bu kez haksız olarak mükerrer şekilde ödediğini iddia ettiği bedeli, mirascılardan rücuen geri almak üzere ilamsız icra takibi başlatmıştır, davalılar takibe itiraz etmiştir. Rücuen alacaklı olduğunu iddia ettiği bedele yönelik ilamsız icra takibi yapmasına ve itiraz üzerine de duran takibin devamına yönelik itirazın iptali davası açmasına engel bir dava şartı somut olayda mevzu bahis değildir. Bu sebeble davanın esasına girilerek inceleme yapılması gerekirken,ilk derece mahkemesince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi, kararın istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince de davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış, bu sebeble kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 3.815,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.