Esas No: 2021/5671
Karar No: 2022/8741
Karar Tarihi: 14.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/5671 Esas 2022/8741 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/5671 E. , 2022/8741 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan istinaf incelemesi sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 01/12/2015 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında davacıların yaralandığını belirterek belirsiz alacak olarak her bir davacı için 1.000,00'er TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, talebini davacı ... yönünden 48.494,02 TL'ye, davacı ... yönünden 91.950,17 TL'ye arttırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulü ile davacı ... yönünden 48.494,02 TL, davacı ... yönünden 91.950,17 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar bakımından temyiz sınırı davalının her bir davacıya yönelik temyizi bakımından ayrı ayrı belirlenecektir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK’ya eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı dikkate alındığında 2020 yılı için 72.070,00 TL’dir.
HMK 362/1-a ve 362/2. maddeleri gereğince temyiz edenin sıfatına göre hükmedilen ya da mahkemece kabul edilmeyen bölümünün miktar veya değeri 72.070,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin bölge adliye mahkeme kararlarının temyizi kabil değildir. Kesin olan kararların temyizinin istenilmesi halinde Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi tarafından bu konuda temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, verilmemiş olması halinde Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebilecektir.
Davacı ... bakımından temyize konu edilen miktar yukarıda belirtilen temyiz kesinlik sınırının altında kalmaktadır. O halde Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmayıp temyiz dilekçesinin HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı ...'a yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
b)Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Söz konusu belirlemenin ise Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza tarihi 01/12/2015 olup Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacıda oluşan maluliyet oranının belirlenmesi gerekirken, 27021 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve ekli cetveller kullanılarak maluliyet tespiti yapan heyet raporu hükme esas alınmıştır. Mahkemece, davacının kaza tarihi ve sonrasındaki tüm tedavi evrakları eklenerek, davacıya ait dosyada mevcut raporlar da irdelenmek suretiyle, kaza tarihinde yürürlükte olan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, Adli Tıp Kurumu veya üniversitelerin adli tıp anabilim dalı bölümleri gibi kuruluşlardan rapor alınıp (davalının usuli müktesep hakları gözetilerek), sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile bu durum gözetilmeden karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmemiştir. Açıklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin davacı ...'a yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE, (2/a) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2/b) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin davacı ... yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. maddesi uyarınca kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının, aynı Kanun’un 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 14/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.