Esas No: 2020/32606
Karar No: 2022/11749
Karar Tarihi: 08.06.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/32606 Esas 2022/11749 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2020/32606 E. , 2022/11749 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mala zarar verme, tehdit, hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın öğrenme üzerine verdiği 31/08/2015 tarihli eski hale getirme ve temyiz talepli dilekçesi üzerine, mahkemenin 08/09/2015 tarihli ek kararı ile eski hale getirme konusunda karar verilmesine yer olmadığına ve bu konuda değerlendirme yapılması konusunda dosyanın Yargıtay ilgili ceza dairesine gönderilmesine karar verildiği, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesinin, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre gerekçeli kararın tebliğinin yapılması gerektiği gözetilmeden doğrudan MERNİS adresine çıkartılan ve sanığın taşınmış olduğu, bu sebeple muhtara tebliğ edildiği belirtilerek 03/06/2015 tarihinde yapılan tebliğ işlemi geçersiz olduğundan, sanığın eski hale getirme isteminin kabulü ile öğrenme üzerine yapmış olduğu temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Sanığın eylemleri nedeni ile mala zarar verme, tehdit ve hakaret suçlarından kurulan hükümlerde, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nin 253/3. maddesinin 2. cümlesine göre; “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” hükmü nedeniyle yargılama konusu mala zarar verme ve tehdit suçları nedeniyle uzlaştırma hükümlerinin uygulanamadığı, fakat hükümden sonra 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre mala zarar verme ve tehdit suçlarının da uzlaşma kapsamına alınmış olması ve hakaret suçu yönünden ise uzlaşma önerisinin yapıldığı tarihte 5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesinde engel bulunduğu gözetilerek, mala zarar verme, tehdit ve hakaret suçları bakımından 5271 sayılı CMK'nın 253. ve 254. maddeleri gereğince, usulüne göre uzlaştırma işlemleri yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 08/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.