Esas No: 2021/26414
Karar No: 2022/9196
Karar Tarihi: 21.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/26414 Esas 2022/9196 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/26414 E. , 2022/9196 K.Özet:
Davalılar borçlu şirketin takibinden kaçınmak için adına kayıtlı taşınmazlarını dördüncü kişilere devretmişler ve davacı alacaklı da bu tasarrufun iptalini istemiştir. İlk kararda, davalıların borçlu şirketin mali durumunu bilen veya bilmesi gereken kişiler olup olmadıklarının ve kötü niyetlerinin ispat edilmesi gerektiği belirtilerek, davanın bazı davalılar açısından reddine, bazıları açısından ise yolun açık olduğu belirtilmiştir. Ancak bu karar, temyiz edilerek Yargıtay tarafından bozulmuştur. Yargıtay, taşınmazların üçüncü kişi eline geçmediği için tazminatın nakden ödenemeyeceğini belirterek, mahkemenin kararını bozmuştur. Kanun maddeleri ise İİK'nın 277, 283/2 maddeleridir. 277. maddesi, haciz edilebilecek malların tasarrufunun iptali için açılan davalarda uygulanan hükümleri düzenlerken, 283/2. madde ise üçüncü kişi eline geçen şeylerin tazminatının nakden ödenemeyeceğini belirtmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki yapılan tasarrufun iptali davası yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı alacaklı vekili, borçlu şirket hakkında takip başlattıklarından alacağa yeterli mal varlığı bulunmadığından ve hakkındaki takibi semeresiz bırakmak için adına kayıtlı dava konusu taşınmazlarını davalılara devrettiğinden bahisle bu tasarrufların iptalini istemiştir.
Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 04/05/2015 tarih 2013/19626 Esas 2015/6438 sayılı kararı ile davalı ...'in borçlu şirketin avukatı olduğu, davalı ...'in satın aldığı taşınmazların gerçek değeri ile satış bedeli arasında fahiş fark bulunduğu ve davalı ... vekilinin de yine davalı ...'in ortağı olması nedeni ile davalı ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi , davalı ...’nin dava konusu 2557 ada 37 nolu parseli, davalı ...'un ise 26 nolu parseli üçüncü kişi konumunda olan davalı ...'den satın alan dördüncü kişiler olduğu, anılan davalılar yönünden tasarrufun iptali için, taşınmazların satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında fark yeterli olmayıp kötü niyetlerinin yani borçlunun durumunu bilebilecek şahıslardan olduklarının tesbit ve ispat edilmesi gerektiği, bu ispat olduğu takdirde davalı 4.kişiler yönünden de tasarrufun iptaline karar verilmesi aksi halde İİK’nın 283/2 maddesi uyarınca üçüncü kişinin malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerektiği, somut olayda, anılan davalıların borçlu şirketin mali durumunu bilen veya bilmesi gereken şahıslardan olduğunun, kötü niyetle taşınmazları satın aldıklarının net olarak ispatlanmadığından bu davalılar yönünden davanın reddine ve satın aldıkları taşınmazın bedellerine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece davalılar .... ve .... yönünden davanın reddine diğer davalılar yönünden davanın kabulü ile 228.392,00 TL nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ve davalı Özge tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir.
1-Davalı ... tarafından nisbi temyiz harcı yatırılmadan karar temyiz edilmiş ise de, gerekli temyiz harç ve giderlerinin yatırılması için usulüne uygun muhtıra tebliğine rağmen temyiz harç ve giderleri yatırılmadığından; davalı ... ile aralarında mecburi dava arkadaşlığı da olmadığından, HUMK'nun 2494 sayılı Kanun ile değiştirilen 434. maddesinin 3. fıkrası gereğince davalı ...’in temyiz dilekçesinin REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
2-İİK’nın 283/2.maddesine göre dava konusu şey üçüncü kişi elinden çıkar ise nakten tazmine karar verilebilir.
Somut olayda davalı ... dava konusu 2561 ada 11-12 ve 25 nolu bağımsız bölümleri borçludan satın alan üçüncü kişi konumundadır ve halen kayıtlar bu şahıs adına devam etmektedir. Taşınmazlar, halen 3. kişi elindeyken davanın İİK’nın 283/2. maddesi uyarınca tazminata dönüşmesi söz konusu değildir.
Bu durumda, mahkemece 2561 ada 11-12 ve 25 nolu bağımsız bölümlerin borçlu tarafından davalı ...’e yapılan satışının iptali ile alacaklıya takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak haciz ve satış istemi yetkisi verilmesi gerekirken bedel ile sorumluluğa karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...'in temyiz dilekçesinin reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'e geri verilmesine 21/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.