Esas No: 2022/1670
Karar No: 2022/12063
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/1670 Esas 2022/12063 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/1670 E. , 2022/12063 K.Özet:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli kararı doğrultusunda, suça sürüklenen çocuklar hakkında indirim yapılması gerektiği ancak bu yapılmadan fazla ceza verildiği gerekçesiyle sanığın cezasının bozulması talep edildi. Ancak sanığa ulaşılamadığı için verilen kararın geçersiz olduğu ve bu nedenle kanun yararına bozma talebinin reddedildiği belirtildi. Kararda yer alan kanun maddeleri:
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-d, 116/2, 43 (2 kez), 62 (2 kez) ve 52. maddeleri
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. ve 309. maddeleri
"İçtihat Metni"
Nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından sanık ...'in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/2-d, 116/2, 43 (2 kez), 62 (2 kez) ve 52. maddeleri gereğince 3 yıl 1 ay 15 gün hapis ve 3.740,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, konut dokunulmazlığını ihlal etme suçu yönünden 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair YÜKSEKOVA 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/11/2015 tarihli ve 2009/382 esas, 2015/11 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 12/01/2022 gün ve 94660652-105-30-27526- 2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/01/2022 gün ve 2022/9249 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz veya istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddî boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği gözetilerek yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre, kayden 17/02/1994 doğumlu olup, suçun işlendiği 26/06/2009 tarihinde, 15-18 yaş gurubunda olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan cezadan, 5237 sayılı Kanun’un 31/3. maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılması gerektiği gözetilmeden, fazla ceza tayin edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesinin, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre gerekçeli kararın tebliğinin yapılması gerektiği gözetilmeden, yokluğunda verilen kararın doğrudan sanık ...’in MERNİS adresine tebliğe çıkartılarak muhtara tebliğ edilmesi suretiyle 07/12/2015 tarihinde yapılan tebliğ işleminin geçersiz olduğu, ayrıca sanık ...’in 23/09/2016 tarihli dilekçesinde temyiz başvurusu ile birlikte eski hale getirme isteminde de bulunduğunun anlaşılması karşısında, eski hale getirme isteği hakkındaki karar verme yetkisinin, 5271 sayılı CMK’nın 42/1. maddesi uyarınca Yargıtayın ilgili dairesine ait olmasına göre, mahkemenin 28/09/2016 tarihli ek kararının yok hükmünde olduğu, eski hale getirme isteminin merciince incelenmediği ve böylece kararın usulüne uygun kesinleşmediği belirlenmekle; kesinleşmemiş kararlara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulamayacağından, öncelikle 23/09/2016 tarihli temyiz ve eski hale getirme istemi hakkında Yargıtay ilgili ceza dairesince karar verilmesi sağlanıp sanık ... hakkındaki kararın usulüne uygun biçimde kesinleştirilmesinden sonra yeniden kanun yararına bozma isteminde bulunulması mümkün olup (YÜKSEKOVA) 2. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip henüz kesinleşmeyen 03/11/2015 tarihli ve 2009/382 Esas - 2015/11 Karar sayılı karara yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 13/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.