Esas No: 2022/5522
Karar No: 2022/9352
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/5522 Esas 2022/9352 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2022/5522 E. , 2022/9352 K.Özet:
Tasarrufun iptali davası sonucunda verilen hüküm açık ve anlaşılır olmalıdır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmamalı ve gerekçeli karar tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olmamalıdır. Bu durumda verilen karar, hukuki denetimin yapılmasını zorlaştıracak ve mahkeme kararlarına olan güveni sarstığı için, bozulmalıdır. Davacı ve davalı vekillerinin sair temyiz itirazları incelenmemiş ve peşin alınan harçların geri verilmesine karar verilmiştir. İİK'nın 277 ve devamı maddeleri, HMK'nın 294 ve devamı maddeleri, HMK'nın 298/2 maddesi ve İİK'nın 280/3 maddesi kararda geçen kanun maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatıla) 17. Hukuk Dairesinin 04.03.2019 gün, 2016/8989 E- 2019/2376 K sayılı ilamında “... davanın davalı ... yönünden reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin isabetli olmadığı, ...... davalı ... yönünden de ivazlar arasındaki fahiş fark yeterli olmayıp kötü niyetinin ispatlanmış olması gerektiği, bu davalı yönünden de (İİK. 282. maddesi hükmüne göre kötü niyetli üçünçü kişi) İİK. 280/3 maddesinin uygulama yeri olmadığı, davalı ...’ın kötü niyeti ispatlanamadığından, davanın davalı ... yönünden de reddi gerektiği” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davasıdır.
1-Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK’nın 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına duyulan güven sarsılmış olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK'nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece yukarıda bahsi geçen bozma ilamına uyularak yargılama yapıldığı belirtilmesine rağmen kısa kararda davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilerek hüküm kurulduğu, gerekçeli kararda ise bozmaya uyulduğu ancak hükmün sehven davalı ... aleyhine kurulduğu belirtilmiştir. Bu durumda gerekçeli karar ile hüküm arasında çelişkili olması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı ..... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ...'e geri verilmesine 23/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.