Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/3951 Esas 2022/9660 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/3951
Karar No: 2022/9660
Karar Tarihi: 29.06.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/3951 Esas 2022/9660 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasında, davalı borçlu tarafından satın alınan gayrımenkulün ticari işletme olarak kullanılması ve davalı tarafından bilinmesi gerektiği halde İİK 280/1 hükmüne aykırı olarak devredilmesi nedeniyle davacının açtığı dava reddedilmiştir. Ancak Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2011/4577 sayılı dosyada aciz halinin varlığı kabul edilerek toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir. Mahkeme, yeniden yapılan yargılamada dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun şekilde davalının İİK 280/1 hükmüne aykırı hareket ettiği sonucuna vararak davacının talebini kabul etti ve hükmü bozdu. İİK 280. maddesi, malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemlerin tasarrufun iptali ile sonuçlanacağını düzenlemektedir. Aynı maddenin son fıkrası ise ticari işletme devrini düzenlemektedir.
4. Hukuk Dairesi         2022/3951 E.  ,  2022/9660 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Hükmüne uyulan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 02/12/2020 gün, 2018/4225 E- 2020/7992 K sayılı bozma ilamında; “ ... davanın dayanağı olan İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2011/4577 sayılı dosyada aciz halinin varlığı kabul edilerek toplanan deliler birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği ...” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Somut olayda; dava konusu İzmir İli, .... İlçesi, ..... Mah. 329 pafta, 2543 ada, 178 parselde kayıtlı 2 katlı taşınmazın davalı borçlu tarafından 24/09/2010 tarihinde davalı ...’a, ondan da 08/11/2012 de 68.000,00 TL bedelle davalı ...’a devredildiği, devir tarihleri itibari ile gayrımenkulün gerçek değeri arasında misli aşan fark olmadığı, davacının da davalılar arasında muvazaalı işlem yapıldığını ispat edemediği gerekçesi ile asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
    İİK'nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği, aynı maddenin son fıkrasında ise ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiğinin kabul edildiği, bu karinenin ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğinin veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunun ispatla çürütülebileceği hüküm altına alınmıştır.
    Dosya içerisinde yer alan beyanlara göre dava konusu gayrımenkulün, davacı ile davalı borçlu arasındaki harici taşınmaz satış vaadi sözleşmesine göre davacıya teslim edildiği, söz konusu sözleşmeye uyulmadığı gerekçesi ile sözleşmenin davalı borçlu tarafından fesh edildiği, davacı tarafından söz konusu gayrımenkulün lavaş üretim merkezi olarak kullanıldığı, davalı borçlunun, davacı ile aralarındaki harici gayrımenkul satım vaadi sözleşmesini fesh etmesi akabinde dava konusu gayrımenkulü hemşerisi olduğunu beyan ettiği davalı ...'a devrettiği, davalı ...'nin de söz konusu gayrımenkulü elektrik teknisyeni olması sebebi ile iş bu sebeple satın aldığını söylediği anlaşılmıştır.
    Ayrıca davalı borçlu davalı ... ile hemşeri olduğunu, dosyadan yapılan tebligatların da Emre'ye ulaştırılması maksadı ile kendisine tebliğ edilmesi için kendi adresini verdiğini beyan etmiştir.
    Davalı ... ile davalı borçlu arasındaki hemşerilik ilişkisi ve tebligatların da davalı borçluya tebliğ edilmesi yönünde kabulde bulunulması hususları birlikte değerlendirilerek davalı ...’nin davalı borçlunun durumunu İİK 280/1 hükmü gereğince bilen veya bilmesi gereken kişi olup olmadığı ve dava konusu gayrımenkulün ticari işletme olarak kullanıldığı, davalı ... tarafından da ticari iş için satın alındığının anlaşılmasına göre de Mahkemece İİK 280/3 hükmü gereğince ticari işletme devri olup olmadığı değerlendirilmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 29/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara