Esas No: 2021/8166
Karar No: 2022/9840
Karar Tarihi: 30.06.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/8166 Esas 2022/9840 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/8166 E. , 2022/9840 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 24/01/2020 tarih ve 2020/İHK-1952 sayılı kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusunda, 22/09/2018 günü meydana gelen tek taraflı kazada yolcu konumunda bulunan davacı ...’ın yaralandığını ve malul kaldığını, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik zararının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini 157.055,82 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince tüm dosya kapsamına göre; başvurunun kabulü ile, 157.055,82 TL sürekli iş göremezlik zararının 24/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, İtiraz Hakem Heyeti’nce davalı vekilinin itirazının kabulü ile başvurunun usulden reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01/06/2015 tarihinden sonra Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak 10/05/2019 tarihli Karadeniz Teknik Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Tıp Bilimleri ABD raporuna göre davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti %23 olarak belirlenmiştir. Anılan bu rapor kaza tarihi olan 22/09/2018 tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmiştir. İtiraz Hakem Heyeti tarafından; davacının davalıya başvuru sırasında sunduğu maluliyet raporunun (yukarıda belirtilen raporun) Sağlık Bakanlığı listesinde yer alan hastanelerden olmadığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.Ancak İtiraz Hakem Heyetince verilen sonuç usul ve yasaya uygun değildir.
Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince, Dairemizin maluliyet raporlarının Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi, Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri veya Devlet Hastaneleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler nazara alınmak suretiyle oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri uyarınca düzenlenmesi gerektiği yönündeki uygulamasına göre davacı tarafa usulüne uygun olarak düzenlenen maluliyet raporunu dosyaya sunması için süre verilmesi ve sonucu doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken, Sağlık Bakanlığı listesinde yer almayan raporla başvuruda bulunulduğu gerekçesi ile usulden red kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 30/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.