Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/2704 Esas 2022/9996 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2704
Karar No: 2022/9996
Karar Tarihi: 12.09.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/2704 Esas 2022/9996 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2022/2704 E.  ,  2022/9996 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVACILAR : (... mirasçıları ve aynı zamanda davacılar)
    1-... 2-... 3-... vekilleri Av. ...
    DAVALILAR :1-... Tic. A.Ş. vekili Av. İhsan Çakır, Av. Mahmut Fehmi Çağırıcı 2-... vekili Av. ...
    İHBAR OLUNAN : ...vekili Av. ... Fincan
    DAHİLİ DAVALI : Müflis ...Yapı Müşavirlik Mimarlık Müh. Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş. İflas İdare Memuru Av. ...

    Taraflar arasındaki trafik kazasında ölümden kaynaklanan manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davalı ... yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı ... Tic. A.Ş yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, ...Yapı Müşavirlik Mimarlık Taah. Tur. San. ve Tic. AŞ yönünden dahili davalı müessesesi bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 20/04/2017 gün 2014/20174 Esas-2017/4309 Karar sayılı ilamında; “6100 sayılı HMK’nın belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde” (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle,manevi tazminatın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün değildir. Ancak hukuki nitelendirme hakime aittir. Somut olaya baktığımızda, her ne kadar davacı taraf manevi tazminat talebini belirsiz alacak davası olarak açmış ise de dava dilekçesinde her bir davacı için manevi tazminat olarak bir miktar belirtilmiş olup, dava edilen bu miktarlar yönünden dava; kısmi dava olarak değerlendirilerek neticelendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hatalı değerlendirme ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.



    ../...


    -2-

    Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, manevi tazminat davasının davalı ... bakımından kısmen kabulüne, davacı ... yargılama sırasında vefat etmiş olup mirasçı olan diğer davacılar davaya devam ettiğinden miras şirketi lehine 15.000,00 TL, davacılar ..., ... ve ... için ayrı ayrı 15.000,00'er TL manevi tazminatların davalı ...'dan olay tarihi olan 30/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davalı ...Ş. bakımından pasif husumet yokluğundan davanın reddine, ...Yapı Müşavirlik Mimarlık Mühendislik Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş. yönünden usul hukukunda dahili davalı müessesesi bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Hukukumuzda dâhili dava şeklinde bir müessese bulunmamaktadır. Davanın başında taraf olarak gösterilmeyen kişilerin, taraf yanında sonradan davaya dâhil edilmesi, taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı mevcut ise mümkündür. Davalı şirketler arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Ne var ki 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Tarafta iradi değişiklik" başlıklı 124. maddesi "Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder." şeklinde düzenlenmiştir. İradi taraf değişikliği, mahkemeye yönelik tek taraflı usuli bir talep içeren ve kural olarak, karşı tarafın rızası ile hâkimin iznine ihtiyaç olmadan sonuç doğuran bir taraf usul işlemidir. HMK’nun 124/3. maddesi kapsamına giren hallere, dava dilekçesini hazırlayan davacı veya vekilinin hukuki veya fiili bir yanılgısı sonucu tarafın yanlış gösterilmesi, karşı tarafın ve üçüncü kişilerin verdiği yanlış bilgiye dayalı olarak tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi veya temsilcide yanılma halleri girmektedir. İradi taraf değişikliğinin amacı usul ekonomisini gerçekleştirmektir.
    Yukarıdaki yasal düzenlemeyle 6100 sayılı HMK’nun 124/4. maddesi gereğince, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde, karşı tarafın rızası aranmaksızın taraf değişikliği talebinin kabul edilebileceği düzenlenmiştir.
    Dosya kapsamından; davacılar vekilinin dava dilekçesinde, kazaya sebebiyet veren otomobilin işleteni sıfatıyla ... Tic. A.Ş.’yi davalı olarak gösterdiği, davalı ... Tic. A.Ş.’nin davaya cevap dilekçesinde davaya konu aracın işleteni olmadığını, kaza tarihi itibariyle bu aracın işleteninin ...Yapı Müşavirlik Mimarlık Müh. Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş. olduğunu, ... A.Ş ile ...Yapı Müşavirlik Mimarlık Müh. Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş arasında 13/06/2012 tarihinde 36 ay süreliğine “Motorlu Kara Nakil Araçları Kiralama Sözleşmesi” akdedildiğini, kira ilişkisinin şirketin muhasebe ve fatura kayıtları ile sabit olduğunu beyan ettiği, cevap dilekçesinin ekinde de söz konusu kira sözleşmesinin ve kira ödemesine ilişkin e-faturaların bulunduğu anlaşılmıştır.



    ../...


    -3-

    Bunun üzerine davacılar vekili 15/05/2014 havale tarihli dilekçeyle 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi kapsamında ...Yapı Müşavirlik Mimarlık Müh. Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’nin davalı olarak gösterilmemiş olmasının kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması nedeniyle bu şirketin davaya dahil edilmesini ve dava dilekçesinin tebliğ edilmesini talep etmiş, davacılar vekilinin dilekçesi ...Yapı Müşavirlik Mimarlık Müh. Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’ne tebliğ edilmiş, anılan şirket cevap dilekçesinde dava açıldıktan sonra taraf değiştirilmesinin usule aykırı olduğunu, taraf değişikliğine muvafakatlerinin olmadığını beyan etmiş, davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Dosyanın incelenmesinde; davaya konu aracın malikinin davalı ... Tic. A.Ş. olduğu, ancak anılan şirketin aracı 13/06/2012 tarihli Motorlu Kara Nakil Araçları Kiralama Sözleşmesi ile 36 ay süre ile ...Yapı Müşavirlik Mimarlık Müh. Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’ye kiraladığı, söz konusu sözleşmenin dosya arasında olduğu, davaya konu 30/11/2013 tarihli kazanın kiralama süresi içerisinde gerçekleştiği, yine kira bedellerine ilişkin e-faturaların da dosyada mevcut olduğu, bu bilgilere göre kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihinde kiralayan/işleteninin ...Yapı Müşavirlik Mimarlık Müh. Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş. olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu durumun davacılar açısından kabul edilebilir bir yanılgı oluşturduğu, ...Yapı Müşavirlik Mimarlık Müh. Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş.’ye yönelik olarak taraf teşkilinin de yapıldığı anlaşılmıştır.
    Şu halde mahkemece, HMK’nun 124. maddesi çerçevesinde yargılamaya gerçek hasımla devam edilmesi gerektiği gözetilip, davalı ...Yapı Müşavirlik Mimarlık Müh. Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş. yönünden işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bu davalı yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmamış, kararın açıklanan bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    Kabule göre; davaya konu aracın davalılardan ... Tic. A.Ş. adına kayıtlı olması nedeniyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Tarafta iradi değişiklik" başlıklı 124. maddesinin 4. fıkrasındaki “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” hükmü uyarınca davalı ... Tic. A.Ş. lehine yargılama giderlerine (vekalet ücreti) hükmedilmesi usule aykırıdır.
    Yine kabule göre davaya konu aracın davalı ...Yapı Müşavirlik Mimarlık Müh. Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş. tarafından kiralanması ve aracın kullanım amacının ticari olduğunun anlaşılmasına göre avans faizine hükmedilmesi gerekirken, yasal faize hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 12/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara