Esas No: 2021/25051
Karar No: 2022/10595
Karar Tarihi: 19.09.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/25051 Esas 2022/10595 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/25051 E. , 2022/10595 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Dairemizin 29/01/2019 gün 2016/5234 Esas- 2019/370 Karar sayılı ilamında; “Eldeki dava, rücuen tazminat istemine ilişkin olup tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip olarak zarar görenin haklarına halef olur. Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu göz önünde tutulur. Diğer bir deyişle; olay nedeniyle idare mahkemesince hükmedilen tazminat miktarını ödeyen davacı idare, kusuru oranında sorumlulara rücu edebilir. Dosya kapsamından, davalının ebe olarak görev yaptığı, doğum esnasında dava dışı bebeğin göbek kordonunu dava dışı temizlik görevlisine kestirdiği, bu esnada bebeğin parmağının kesildiği, dava dışı bebeğin anne ve babası tarafından davacı idare aleyhine tam yargı davası açıldığı, yapılan yargılama sonunda davacı idare aleyhine tazminata hükmedildiği, bu kez idare tarafından hak sahiplerine ödenen tazminatın rücuen tahsilinin istendiği, mahkemece davalının kusur oranı belirlenmeden karar verildiği anlaşılmaktadır.Şu durumda, davalının dava konusu olayda kusur oranının bilirkişi incelemesi ile belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru görülmemiş; kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile 37.185,72 TL'nin ödeme tarihi olan 16/03/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Resmi Gazetede 27.05.2022 tarihinde yayınlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7406 sayılı Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 15. maddesi ile 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na eklenen geçici 13. madde “Ek 18 inci maddenin birinci fıkrası hükümleri, 4483 sayılı Kanun hükümleri uyarınca haklarında kesinleşmiş bir soruşturma izni verilenler bakımından uygulanmaz ve soruşturma veya kovuşturmalara devam olunur. Kamu kurum ve kuruluşları ve Devlet üniversitelerinde görev yapan hekim ve diş hekimleri ile diğer sağlık meslek mensuplarının sağlık mesleğinin icrası kapsamında yapmış oldukları muayene, teşhis ve tedaviye ilişkin tıbbi işlem ve uygulamalar
nedeniyle idare tarafından ödenen tazminattan dolayı açılan rücu davalarından, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla yargılaması devam edenler bakımından ek 18 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca karar verilmek üzere Mesleki Sorumluluk Kuruluna başvurması için davacıya iki aylık süre verilir. Başvuru yapılmaması hâlinde dava usulden reddedilir. Bu durumda yargılama gideri taraflar üzerinde bırakılır ve davacı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmez.” hükmünü haizdir.
Dosya kapsamından, davalı ...’un olay tarihinde Balıkesir Doğum ve Çocuk Bakımevi Hastanesinde ebe hemşire olarak görev yaptığı, dava dışı Nurşen Aldemir isimli hastanın doğumunda bebeğin parmağının kesildiği, meydana gelen olay nedeniyle davadışı hasta Nurşen Aldemir ve eşi Mehmet Ali Aldemir tarafından hizmet kusuru olduğundan bahisle davacı ... aleyhine Balıkesir İdare Mahkemesinin 2007/480 Esas sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat davası açıldığı, idare mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, ilamlı icra takibi sonucunda davacının icra dosyasına 74.371,44 TL ödeme yaptığı, eldeki davanın ödenen bedelin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Şu durumda mahkemece, yukarıda gösterilen yasal düzenleme gereğince Mesleki Sorumluluk Kuruluna başvurması için davacıya süre verilmesi; başvuru yapılması halinde sonucunun beklenmesi, başvuru yapılmaması halinde ise davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekili ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalıya geri verilmesine 19/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.