Esas No: 2021/24409
Karar No: 2022/10508
Karar Tarihi: 19.09.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/24409 Esas 2022/10508 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/24409 E. , 2022/10508 K.Özet:
Davacı, davalının engelli kontenjan açığını kapatmadığı için idari para cezası alması ve bu cezanın tahsil edilmesi için başlatılan icra takibine itirazının iptal edilmesi ve icra inkar tazminatının hükmedilmesi için dava açmıştır. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne ve icra inkar tazminatının hükmedilmesine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, idari para cezasının kesinleşmeden faiz istenemeyeceği ve takip konusu alacağın henüz likit hale gelmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 30. ve 101. maddeleri kararda geçmektedir. Ayrıca, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67. maddesi de detaylı bir şekilde açıklanmaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Av. ... tarafından, davalı ... aleyhine 26/09/2014 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/06/2021 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
K A R A R
Davacı, davalının 01/06/2003-31/05/2008 tarihlerinde çalıştırmak zorunda olduğu engelli kontenjan açığını kapatmadığını, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 30. maddesine göre yükümlülüğünü yerine getirmediğinden, yine aynı Kanun’un 101. maddesi uyarınca idari para cezası tahakkuk ettirildiğini ve tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk karar, davalının temyizi üzerine Dairemizin 30/11/2017 tarihli ve 2016/1644 esas, 2017/7754 karar sayılı ilamı ile 694 sayılı KHK uyarınca değerlendirme yapılmak üzere bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 26/09/2018 günlü ikinci karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 24/10/2019 tarihli ve 2019/1477 esas, 2019/4914 karar sayılı ilamı ile bozmanın maddi hataya dayalı bulunduğu ve taraflar açısından usuli kazanılmış hak oluşturmayacağından mahkemece işin esası incelenerek dosya kapsamına göre varılacak sonuca göre hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görüleyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, idari para cezasının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
a) Dosyanın incelenmesinde; davacı kurum tarafından davalı aleyhine 4857 sayılı İş Kanunu’nun 30. maddesine muhalefetten dolayı 23/06/2008 tarihinde idari para cezası tahakkuk ettirildiği, idari para cezasının davalıya 26/06/2008 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 10/07/2008 tarihinde idari para cezasına itiraz edildiği, ...2. Sulh Ceza Mahkemesinin 20/12/2010 tarih ve 2010/860 D.İş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, işbu karara karşı davalının itirazının Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/97 D. İş sayılı ve 04/02/2011 tarihli kararıyla reddedildiği ve idari para cezasının bu tarihte kesinleştiği, davacı kurumun 186.961,08 TL idari para cezasının işlemiş faiziyle birlikte tahsili amacıyla toplam 203.507,14 TL alacak üzerinden 17/07/2009 tarihinde Kadıköy 6. İcra Müdürlüğünün 2009/14369 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, borçlu/davalının yetki itirazının davacı tarafından kabul edilmesi üzerine dosyanın ...3. İcra Müdürlüğünün 2010/1593 esasına kaydedildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; icra takip tarihi itibariyle idari para cezasının henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, idari para cezasının tebliğ tarihinden 30 gün sonrası olan 26/07/2008 tarihinden itibaren işlemiş faiz hesabı yapılmıştır.
İdari para cezaları kesinleşmeden takibe konulabilir ise de, Dairemizin yerleşik uygulamaları ile idari para cezasının kesinleşmesinden önceki dönem için faiz istenemeyeceği benimsenmiştir. Davacı kurum 17/07/2009 tarihinde icra takibine geçmiş, henüz itiraz aşamaları tamamlanmadığı için, ancak idari para cezasının kesinleştiği 04/02/2011 tarihi itibariyle temerrüt oluşmuştur.
Şu halde mahkemece, idari para cezasının kesinleşme tarihine göre faizin hesaplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
b) 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, itirazın iptali davasında borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, ret veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Bunun için alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurların bilinmesi mümkün nitelikte ise alacak likit kabul edilebilir. Haksızlık kavramı alacağın belirlenebilir (likit) olma şartını da kapsar.
Somut olayda; idari para cezası henüz kesinleşmeden icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır.
Şu halde; takip konusu alacak, takip tarihinde henüz kesinleşmiş ve likit hale gelmiş bir idari para cezasının varlığından söz edilemeyeceğinden, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmamış ve kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2-a,b) bendinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.