Esas No: 2022/4078
Karar No: 2022/13938
Karar Tarihi: 05.09.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/4078 Esas 2022/13938 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/4078 E. , 2022/13938 K."İçtihat Metni"
Hırsızlık suçundan sanık ...'un, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 491/1, 522 ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 4. maddeleri uyarınca 540.00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 647 sayılı Kanun'un 6. maddesi gereğince ertelenmesine dair Gaziantep 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/03/2007 tarihli ve 2006/679 esas, 2007/148 sayılı kararının temyiz edilmeden 02/04/2007 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın memnu hakların iadesi talebinde bulunması üzerine, erteleme süresince denetime uyduğundan bahisle hakkındaki cezanın vaki olmamış sayılacağından davanın düşürülmesine ilişkin Gaziantep 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/11/2020 tarihli ve 2020/2044 esas, 2020/1010 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 09/03/2022 gün ve 12072-2021 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28/04/2022 gün ve 2022/40843 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre,
1-05/07/2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un 83. maddesi ile 5237 sayılı Kanunun 163 üncü maddesine eklenen 3. fıkra ile elektrik hırsızlığı suçunun karşılıksız yararlanma suçu olarak düzenlendiği, dolayısıyla 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, sanığa kurum zararını gidermesi için makul bir süre verilmesi akabinde ödemesi hâlinde hakkında ceza verilmesine yer olmadığına kararı verileceğine dair bildirimde bulunulmasını sağlamak üzere uyarlama yargılaması yapıldıktan sonra sonucuna göre hukuki durumun takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde;
Kabule göre de;
2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun geçici 2. maddesine 6290 sayılı Adli Sicil Kanunu İle Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 3. maddesi ile eklenen 3. fıkrasında “İkinci fıkrada sayılanlar dışında, birinci fıkra gereğince işlem yapılarak arşive alınan kayıtlar 3682 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde öngörülen sürelerin dolduğu veya ertelenmiş olan mahkûmiyetin esasen vaki olmamış sayıldığı hallerde bu tarih esas alınarak Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinir.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, 6290 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 11/04/2012 tarihinden itibaren adlî sicil ve arşiv kayıtlarının silinmesi işleminin münhasıran Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce yapılması gerektiğinin gözetilmemesinde,isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Hükümlü ... hakkında Gaziantep 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/03/2007 tarihli ve 2006/679 E., 2007/148 K. sayılı kararı ile 765 sayılı TCK’nın 491/ilk, 522 ve 647 sayılı Kanun’un 4-6. maddeleri gereğince erteli 540,00 YTL adli para cezası ile mahkûmiyete hükmedildiği ve temyiz edilmeden kesinleştiği, bilahare hükümlünün 09/03/2020 havale tarihli dilekçe ile anılan cezası için yerine getirme fişi düzenlenmesini ve memnu haklarının iadesini talep etmesi nedeniyle Gaziantep 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/11/2020 tarihli kararı ile “Denetim süresi içerisinde suç işlemediği anlaşılan sanık hakkındaki Mahkememizin 13/03/2007 tarih 2006/679 esas 2007/148 karar sayılı kararın 765 sayılı TCK’nun 95/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8 maddesi uyarınca ortadan kaldırılarak davanın düşmesine” karar verildiği anlaşılmış ise de;
6352 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca uyarlama yapılması gerekeceğinden, karşılıksız yararlanma olarak 5237 sayılı Kanun’un 163/3. maddesi kapsamına alınan suçun, 6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş olması nedeniyle zararı tazmin etmesi halinde hükümlü hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği gözetilerek, mahkemece duruşma açılıp, öncelikle hükümlünün kurum zararını giderip gidermediği katılan kurumdan sorularak, gidermediğinin belirlenmesi halinde normal tarifeye göre vergili ve cezasız olarak bilirkişiye hesaplattırılacak olan kurum zararını gidermesi halinde, 6352 sayılı Kanun’un geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair hükümlüye bildirimde bulunulması, ödeme için makul bir süre verildikten sonra ödemesi halinde ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, ödememesi halinde ise hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un 82. maddesi ile elektrik hırsızlığını düzenleyen 5237 sayılı Kanun’un 142/1-f bendinin yürürlükten kaldırıldığı, aynı Kanun’un 83. maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un 163. maddesine eklenen 3. fıkra ile elektrik hırsızlığı suçunun karşılıksız yararlanma suçu olarak düzenlendiği, dolayısıyla 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi için uyarlama yargılaması yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçeyle “erteleme ilamının ortadan kaldırılarak davanın düşmesine” karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (GAZİANTEP) 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen, 03/11/2020 tarihli ve 2020/2044 E., 2020/1010 K. sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (b) bendinin verdiği yetkiyle; sonraki işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 05/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.