Esas No: 2022/5557
Karar No: 2022/17118
Karar Tarihi: 19.10.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2022/5557 Esas 2022/17118 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2022/5557 E. , 2022/17118 K."İçtihat Metni"
Karşılıksız yararlanma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 24/03/2021 tarihli ve 2021/457 soruşturma, 2021/1100 esas, 2021/849 sayılı iddianamenin iadesine dair Düzce 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 05/04/2021 tarihli ve 2021/121 iddianame değerlendirme sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulüne ilişkin mercii Düzce 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/05/2021 tarihli ve 2021/372 değişik iş sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 06/05/2022 gün ve 3119/2022 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/06/2022 gün ve 2022/69772 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 12/04/2018 tarihli ve 2018/2565 esas, 2018/5584 karar sayılı ilâmında yer alan, "Karşılıksız yararlanma suçu bakımından özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi olan TCK'nın 168/5. maddesi gereğince ve kanun koyucunun amacı doğrultusunda şikâyetçi kurumun uğradığı zararı, vergisi dahil suç tutanağı ile belirlenmiş veya belirlenecek olan cezasız tutarının ödenmesi halinde şüpheli hakkında kamu davası açılamaz. Maddede “ ... bahsedilen zarar, vergili ve cezasız miktardır ... Bu durumda Cumhuriyet savcısı sulh ceza hâkiminden keşif yapılıp rapor alınması için talepte bulunmalı ve alınacak rapor sonucunda sanığa ödeme bildiriminde bulunmalıdır.” Yargıtay’ımızın istikrar bulmuş içtihatları da bu yönde olup, gecikme faizi ve benzeri zararlar 168. madde kapsamında değerlendirilemez. (Y. 17. C.D.’nin 16.06.2017, 2015/18830 E. ve 2016/9113 K. sayılı kararında olduğu gibi.)...Maddeye göre, ödenmesi halinde şüpheli hakkında takipsizlik kararı verilmesi sonucunu doğuracak olan vergili zarar miktarı gerekirse keşifte yaptırılmak (yada yapılmak) suretiyle tespit edilip, şüphelinin bu miktarı şikâyetçi kuruma ödemesi halinde hakkında dava açılmayacağına dair bir bildirimde bulunulmamıştır.Bu sebeple iddianamenin iadesi ve bu karara yönelik itirazın reddi kararları usul ve yasaya uygundur." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında, anılan Yargıtay ilâmında belirtilen şekilde önce Cumhuriyet savcısının sulh ceza hakiminden atılı suçla ilgili vergili ve cezasız miktarın tespiti için keşif yapılıp rapor alınması için talepte bulunması, ardından belirlenecek ceza miktarından sonra şüpheliye bu miktarı ödeyip ödemeyeceğinin sorulması gerektiği anlaşılmakla, bu gerekçeyle verilen iddianamenin iadesi kararına karşı yapılan itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK’nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, şüpheliye miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan TCK’nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı;
Dosya içerisindeki 07.12.2020 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağında, “Sayaç devre dışı bırakılarak ana kofre sigortasından bağlantı yapmak suretiyle kaçak elektrik kullanıldığının” belirtildiği, bu kullanım şekline göre elektrik enerjisinin sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesinden dolayı suçun oluşup oluşmadığına ilişkin mahallinde bir keşif yapılarak bilirkişi raporu tanzimine lüzum bulunmadığı; Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısınca yapılması gerekenin, şüpheli tarafından yapılmış bir ödeme varsa bunun miktarı müşteki kurumdan sorulup ödediği toplam miktarın bilirkişiye dosya üzerinden hesaplattırılacak olan müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını karşılaması durumunda şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, herhangi bir ödeme yoksa veya ödeme olup da bu ödenen miktar müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını karşılamıyorsa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair şüpheliye bildirimde bulunulması ve sonucuna göre ödeme yapılıp müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı karşılanır ise şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, ancak bu bildirimden sonra yine ödeme olmaması durumunda ise şüpheli hakkında iddianame tanzim edilmesi olduğu anlaşılmakla; somut olayda yukarıda açıklamalara uygun şekilde keşif yapılmadan, dosya üzerinde alınan bilirkişi raporu ile müşteki kurumun vergili ve cezasız gerçek zararın tespit ettirildiği, şüpheliye miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun vergili ve cezasız gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulduğu ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tazmin edilmemesinden dolayı usule uygun olarak iddianame düzenlendiğinin anlaşılması karşısında; iddianamenin iadesi kararına karşı yapılan itirazın kabulü kararında bir isabetsizlik görülmemesi nedeniyle (DÜZCE) 1. Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen 05/05/2021 tarihli ve 2021/372 Değişik İş sayılı kararın karara yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 19/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.