Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/8586 Esas 2015/5431 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/8586
Karar No: 2015/5431
Karar Tarihi: 13.10.2015

Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/8586 Esas 2015/5431 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2015/8586 E.  ,  2015/5431 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 7 - 2015/47928
    MAHKEMESİ : Hatay 3. Asliye Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 07/07/2011
    NUMARASI : 2011/215 (E) ve 2011/390 (K)
    SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    I- O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde:
    O Yer Cumhuriyet savcısı, bir aylık yasal temyiz süresi geçtikten sonra hükmü temyiz ettiğinden, temyiz talebinin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
    II- Sanığın temyizine yönelik yapılan incelemede:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdanî kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1- Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde, adlî para cezası belirlenirken aynı gerekçeyle asgarî hadden uzaklaşılması suretiyle çelişkiye düşülmesi,
    2- 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK"nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı Kanun"un 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında: "Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir." denilmektedir.
    Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı gözetilmeden mahkemece "sanığın müdahil tarafın zararını karşılamadığı" gerekçesiyle sanık hakkında CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın hüküm mahkemesine gönderilmesine, 13.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara