Esas No: 2015/4970
Karar No: 2015/4136
5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanuna aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/4970 Esas 2015/4136 Karar Sayılı İlamı
19. Ceza Dairesi 2015/4970 E. , 2015/4136 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : KYB - 2015/134606
5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun"a aykırılık eylemi sebebiyle, anılan Kanun"un 13/1, 28, Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmeliğin 17/1, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 15, 17 ve 22. maddeleri uyarınca S.. A... hakkında Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığının 20/02/2012 tarihli ve 3642 sayılı ve 368 karar nolu idari para cezası karar tutanağı ile verilen 795.994,00 Türk lirası İdarî para cezasına yönelik itirazın kısmen kabulüne dair İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesinin 08/11/2012 tarihli ve 2012/332 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın kabulüne ilişkin mercii İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/04/2013 tarihli ve 2012/383 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığından verilen 09/04/2015 gün ve 25394 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20/04/2015 gün ve KYB.2015-134606 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun"un 2. maddesinin (d) bendi hükmü uyarınca, yükümlü sıfatı bulunan S.. A..’nin, 2009 yılında sürekli iş ilişkisi kurduğu 38 adet, 2010 yılında sürekli iş ilişkisi kurduğu 23 adet müşterisiyle finansal kiralama sözleşmesi yaptığı halde, bu müşterilerinin hiçbirisinden başkası hesabına hareket edip etmediklerine ilişkin olarak yazılı beyan alınmadığından bahisle muterizin, anılan Kanun"un 13/1, 28 ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 15, 17 ve 22. maddeleri uyarınca 795.994,00 Türk lirası idari para cezası ile cezalandırılmasına dair karar verilmiş ise de, 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun"un 13. maddesi ile aynı Kanun’un 3. maddesi gereğince yükümlülükler açısından işlem yapanlar ile nam ve hesaplarına işlem yapılanların kimliklerinin saptanmasının zorunlu olduğunun öngörüldüğü, bu zorunluluğa uymamanın anılan Kanun’un 13. maddesi uyarınca cezalandırılacağının belirtildiği, oysa itiraza konu Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığının 20/02/2012 tarihli ve 3642 sayılı ve 368 karar nolu idari para cezası karar tutanağı ile verilen 795.994,00 Türk lirası idari para cezasına, Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmeliğinin 17/1. maddesi kapsamında hükmedildiği belirtilmiş ise de, anılan Yönetmeliğin 17/1. maddesinde ve 5459 sayılı yasada söz konusu eylem için öngörülen bir yaptırımın bulunmaması karşısında itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/04/2013 tarihli ve 2012/383 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, kabahatli S.. A.. hakkında verilen idari para cezasının kaldırılmasına, 10/09/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.