Esas No: 2015/9889
Karar No: 2015/3002
Karar Tarihi: 14.09.2015
Mühür bozma - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/9889 Esas 2015/3002 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 11 - 2014/261899
MAHKEMESİ : Antalya 10. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/06/2014 (Ek karar)
NUMARASI : 2013/761 (E) ve 2014/345 (K)
SUÇ : Mühür bozma
Mühür bozma suçunun fiil öğesi bağlamında hukuka aykırılık unsurunun oluşması için, mühürleme yetkisinin kanuni dayanağının bulunmasının zorunlu olduğu, ne özelleştirme uygulamaları hakkındaki 4046 sayılı Kanun"da, ne 20.02.2001 tarih ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile 14.03.2013 tarih ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nda, ne de başka bir özel Yasada özelleştirme sonrasında özel şirketlere mühürleme yetkisi verildiğine ve buna aykırı davrananlar hakkında TCK"nun 203. maddesi hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir hükme yer verilmediği, buna göre özel hukuk tüzel kişisi olarak kamusal yetki kullanma hakkı olmadığından, anayasa ve Kanuna dayalı kamusal yetkiyi kullanan bir makam tarafından konulmuş mühürleme işleminin bulunmaması nedeniyle, özelleştirme tarihinden sonra konulan mühürlerin bozulması halinde "mühür bozma" suçunun unsurları oluşmayacaktır. Bununla birlikte, Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı"nca Yüksek 11. Ceza Dairesine gönderilen 12.11.2013 tarih ve 29415146-2525 sayılı cevabi yazıda da belirtildiği üzere, 4046 sayılı Kanun"un 20/B maddesi gereğince, sermayelerinde bulunan kamu hisselerinin satışı yoluyla özelleştirilen şirketlerde, satışa konu hisseler tüm hak ve vecibeleri ile birlikte alıcılara devredilmekte, özelleştirilen şirketlerin tüzel kişiliklerinden doğan hak ve yükümlülükler ise bu uygulamalar sonrasında aynen devam etmektedir. Bütün bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, 01.10.1997 günü konulan mührün, konuluş amacına aykırı davranışta bulunulduğu 23.03.2009 tarihinde tespit edilmekle yüklenen suçun işlendiğinin iddia olunduğu eylem ile ilgili olarak katılma talebinde bulunan Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş."nin mühürleme tarihinden sonra 28.05.2013 tarihinde özelleştirilmesi sebebiyle, katılma hakkı bulunduğu konusunda bir tereddüt bulunmadığı cihetle; mahkemenin temyiz talebinin reddine ilişkin 13.06.2014 tarihli ek kararı kaldırılıp, 5271 sayılı CMK’nun 237/2. maddesi uyarınca suçtan doğrudan zarar gören şikayetçi şirketin davaya katılan, Av. O.. Ö.."ın katılan vekili olarak kabulüne oybirliğiyle karar verilerek yapılan incelemede;
Elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı, mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 14.09.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.