Esas No: 2015/16195
Karar No: 2015/9594
Karar Tarihi: 29.12.2015
213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/16195 Esas 2015/9594 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre;
I-Sanık hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden yapılan incelemede;
Takvim yılı içerisinde düzenlenen son faturanın tanzim tarihine göre 25/08/2008 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 2008 olarak yazılmasının mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğu anlaşılmıştır.
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve ... sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve ... E., ... K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bu aykırılık yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi delaletiyle 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; hükümden TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp, yerine "24/11/2015 tarih ve ... sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve ... E. ... K. sayılı iptal kararı da gözetilerek kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına" ibaresi yazılmak suretiyle DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün bu bağlamda ONANMASINA,
II-Sanık hakkında 2007, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan kurulan beraat hükümleri yönünden yapılan incelemede;
1-Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, vergi tekniği raporunda 2009 ve 2010 takvim yıllarında ""..."" şirketine düzenlenen faturaların varlığından söz edilmesine rağmen bu faturaların dosya içine konulmadığının anlaşılması karşısında; Öncelikle 2009 ve 2010 takvim yılllarında düzenlenen suça konu faturaların kanaat oluşturacak sayıda asılları yada onaylı suretleri getirtilip incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, faturaların gerçek alım satım karşılığı olup olmadığının her takvim yılı için ayrı ayrı tesbiti bakımından, faturaların düzenlendiği ... şirketi ile sanığın yetkilisi olduğu şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılarak faturaların gerçek bir ticari faaliyete ilişkin olup olmadığının tereddüte mahal bırakılmayacak şekilde belirlenmesinden sonra hukuki durumunun tayini gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-2007 takvim yılı yönünden ise, sahte fatura düzenleme suçunun sahteliği iddia olunan faturalarım tanzim edilmesi ile oluşacağı, faturaların adına düzenlenen mükellefler tarafından kullanılıp kullanılmadığının suçun oluşumuna herhangi bir etkisinin bulunmadığı cihetle; sanığın yetkilisi olduğu şirketin 2007 takvim yılı içerisinde 27 ayrı mükellefe 450 adet belge karşılığı 3.309.255,00 TL"lik ciro yapmaya elverişli iş yeri, depo, araç, stok, sermaye, mal girişi ve fatura bedellerinin şirket hesabına girdiğine dair kanıtlama yeterliği bulunan belge bulunup bulunmadığının araştırılarak sonucuna göre hukuki durumunun tayini gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine,29.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.