213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/14699 Esas 2015/8684 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/14699
Karar No: 2015/8684
Karar Tarihi: 16.12.2015

213 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/14699 Esas 2015/8684 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, sanığın defter ve belge gizleme suçundan beraat etmesi nedeniyle yapılan temyiz incelemesinde, duruşma sürecini yansıtan tutanak, belge ve gerekçeye göre yapılan incelemede hükümde eksik işlemler yapıldığı söylenerek kararın bozulması gerektiği belirtilmiştir. Kararda, 213 sayılı VUK'un 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceğinin idareden sorulması gerektiği ve kararın açık olması için kanıtların, eylemin ve yüklenen suçun yasal unsurlarının gerekçeye yansıtılması gerektiği belirtilmiştir.
Ayrıca, sanığın sahte belge düzenleme suçundan mahkumiyetine yönelik olarak da eksik kovuşturma yapıldığı, suça konu faturaların incelenmemesi ve kanunda öngörülen şekil şartlarının tespit edilmemesi nedeniyle mahkumiyet kararının kanuna aykırı olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, sanığın tek suçtan mahkum edilmesi ve hak yoksunluklarının kanuna uygun olup olmadığı konusunda da açıklama yapılmamıştır.
Kararda geçen kanun maddeleri: Anayasanın 141, 213 sayılı VUK'un 367. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi.
19. Ceza Dairesi         2015/14699 E.  ,  2015/8684 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 11 - 2011/363201
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/11/2010
NUMARASI : 2008/2384 (E) ve 2010/848 (K)
SUÇ : 213 Sayılı Kanuna Aykırılık
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I- Sanık hakkında defter ve belge gizleme suçundan verilen hükme yönelik temyiz incelemesinde;
1- 13.10.2008 gün ve 2008/159 sayılı vergi suçu ve ekindeki raporlara göre düzenlenen 12.11.2008 tarihli mütalaanın sanığın “sahte fatura düzenleme” suçu için verilip, “defter ve belge gizleme” suçundan dava şartı olan mütalaa bulunmadığı anlaşıldığından, CMK"nın 223/8. madde ve fıkrası gereğince durma kararı verilerek, sanık hakkında “defter ve belge gizleme” suçundan 213 sayılı VUK"nın 367. maddesi gereğince dava şartı olan mütalaanın verilip verilmeyeceği idareden sorularak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,
2- Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK"nın 34, 230 ve 1412 sayılı CMUK"nın 308/7. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin, eylemin ve yüklenen suçun yasal unsurlarının ne olduğunun açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken, bu ilkelere uyulmadan gerekçeden yoksun olarak hüküm kurulması,
3- Kararın ulaşılan kanaat bölümünde “defter ve belgelerin vergi incelemesine ibraz etmediğinden bahisle cezalandırılmasına karar vermek gerektiği” belirtilmesine karşın, hüküm bölümünde, atılı suçu işlemediği anlaşılmakla beraatine karar verilerek çelişkiye neden olunması,
II- Sanık hakkında sahte belge düzenleme suçundan verilen hükme yönelik temyiz incelemesine gelince;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
1- Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanun"a göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, dosya içine faturaların konulmadığı görülmekle; suça konu faturaların onaylı suretleri getirtilip incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, tüm bu araştırmaların sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik kovuşturma ile mahkumiyet kararı verilmesi,
2- Kabule göre de;
a- Sanık hakkında ""2006-2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek"" suçundan kamu davası açıldığı, her takvim yılındaki eylemler ayrı suçları oluşturduğu gibi aynı yılda birden fazla fatura düzenlenmesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, hangi takvim yılından hüküm kurulduğu da belirtilmeksizin yazılı şekilde tek suçtan mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı,
b- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki bozma düşüncesine uygun onama düşüncesine aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, sanığın cezada kazanılmış hakkının CMUK"nın 326/son maddesi gereğince saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 16.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Hemen Ara