Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/445 Esas 2015/425 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2015/445
Karar No: 2015/425

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/445 Esas 2015/425 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2015/445 E.  ,  2015/425 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname : 2014/337475
Mahkemesi : BÜYÜKÇEKMECE 7. Asliye Ceza
Günü : 04.07.2014
Sayısı : 225-426

Hırsızlık suçundan sanık M.. T.."nın beraatine ilişkin, Büyükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 13.02.2012 gün ve 452-172 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 24.07.2012 gün ve 150706 sayı ile, 6352 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi amacıyla mahalline iade edilmiştir.
Duruşma açarak değerlendirme yapan Büyükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesince 24.01.2013 gün ve 1071-148 sayı ile sanığın beraatine karar verilmiş hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 05.03.2014 gün ve 28320-7632 sayı ile;
"1- Ceza Yargılama Yasasında mahkemeye gelmemiş sanık hakkında duruşma yapılamayacağına ilişkin temel kuralın istisnalarından biri olarak öngörülen 5271 sayılı CMK"nun 193/2. maddesinin "ilk bakışta eylemin suç oluşturmayacağı ve derhal beraat kararı verilebilecek" hâllerle sınırlı olarak uygulanabileceği, bu hâller dışında, mutlaka sanığın sorgusunun yapılmasının gerektiği gözetilmeyip, sanığın savunması yöntemince alınmadan hüküm kurulması;
2- 02.07.2012 tarihinde kabul edilip 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı "Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkındaki" Kanun’un geçici 2. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümleri birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde yapılan değişiklikle amaçlananın bu kapsam dâhilindeki suçlar bakımından kurum zararının ödenmesi halinde, olayın sanık ya da sanıkları hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilerek işin esasına girilmesinin önlenmesi olduğu gözetilerek, sanığın, normal tarifeye göre vergisiz ve cezasız kaçak kullanım bedelini ödeyerek katılan kurumun zararını giderip gidermediği araştırılarak, gidermediğinin tespiti halinde, "normal tarifeye göre vergisiz ve cezasız kaçak kullanım bedelini ödeyerek şikayetçi kurumun zararını giderdiği takdirde 6352 sayılı Yasanın Geçici 2/2 maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine" dair bildirimde bulunularak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde beraatine karar verilmesi" isabetsizliklerinden bozulmuştur.
Büyükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesi ise; 04.07.2014 gün ve 225-426 sayı ile;
"... iddianamede eylemin aboneliği iptal edilmiş sayaçtan abonelik yapmadan elektrik kullanıldığı iddiasına dayalı olduğu yargılama aşamasında yapılan keşif, alınan bilirkişi raporu ile sayaca tüketimin kaydedilmesini engelleyen müdahale olmadığı, sayacın tüketimi kaydetmekte olduğunun belirtildiği anlaşılmış olup sanık yönünden gerek TCK"nun 142/1-f ve gerekse 6352 sayılı Kanununla değişik TCK"nun 163/3. maddesinde suçun temel unsurunun "tüketimin kaydedilmesini engelleyecek müdahale" olarak belirlendiği, bu kapsamda mahkememizce suçun unsurları yönünden oluşmadığı gerekçesiyle, sanık savunması alınmasının sonuca etkili olmayacağı, toplanan delillere göre beraat kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılarak sanığın sorgusu yapılmaksızın dava gıyabında bitirilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2009/11-89 Esas 2009/243 K sayılı kararında da açıklandığı üzere "...sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa dahi dava gıyabında bitirilebilir. Böylece sanığın lehine bir düzenleme getirilmiş ve gereksiz yere davanın uzaması önlenmek istenmiştir şeklinde açıklanmış olup, maddenin değişiklik gerekçesinde de belirtildiği üzere, sanık hakkında, mahkûmiyet dışında bir karar verileceği hallerde, davanın gereksiz yere uzamaması için sorgusu yapılmadan da davanın bitirilmesi olanaklı hale gelmiştir. 1412 sayılı CMUK"nun 223/son maddesi hükmü ile anılan 5271 sayılı Ceza Yargılaması Kanununun, sanığın duruşmada hazır bulunmaması başlığını taşıyan 193. maddesine, 01.06.2005 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5353 sayılı Kanun ile eklenen 2. fıkrasının konuluş amacı gerekçesinde, "sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa dahi dava gıyabında bitirilebilir. Böylece sanığın lehine bir düzenleme getirilmiş ve gereksiz yere davanın uzaması önlenmek istenmiştir" şeklinde açıklanmış olup, maddenin değişiklik gerekçesinde de belirtildiği üzere, sanık hakkında, mahkûmiyet dışında bir karar verileceği hallerde, davanın gereksiz yere uzamaması için sorgusu yapılmadan da davanın bitirilmesine imkan sağlanmıştır. ....O halde, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi olanaksız olup, yerel mahkemece sanığın beraatına karar verilmesi isabetlidir.
Sanık hakkında, mahkûmiyet dışında bir karar verildiği nazara alındığında, sorgusu yapılmadan duruşmanın bitirilmesi 5271 sayılı CMK"nun 193/2. maddesine uygun olup, bir isabetsizlik bulunmamaktadır." yönündeki gerekçeye göre sanık hakkında mahkumiyet dışında bir karar verilmesi halinde sorgusu yapılmaksızın yargılamanın gıyabında sonuçlandırılabileceği, sanığın beraatine karar verilmesine göre kaçak tarifesi üzerinden belirlenmiş zararı ödemeye zorlanamayacağı, bu yönde tarafa ihtarat yapıldığı” gerekçesiyle direnerek sanığın önceki hükümde olduğu gibi beraatine karar vermiştir.
Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.05.2015 gün ve 337475 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa katılan kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunularak hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden ve sanığın sorgusu yapılmadan beraat kararı verilmesinin isabetli olup olmadığının tespitine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle yerel mahkeme direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususunun önsorun olarak ele alınması gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçelerle veya sonradan yürürlüğe girip lehe hükümler içermekle uygulanması gereken yeni kanun normlarına dayanarak hüküm kurmak, Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanığın beraatine ilişkin yerel mahkemece verilen hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece sanığa katılan kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunulmadan ve sanığın sorgusu yapılmadan beraat kararı verilmesi isabetsizliğinden bozulduğu, bozmadan sonra yerel mahkemenin katılan şirketten "sanığın, kurumun zararını giderip gidermediğini" sorarak zararın giderilmediğini tespit edip, beraat kararı verilirken sanığın sorgusunun neden yapılmadığını ve beraat kararı verilmesi nedeniyle kaçak tarife üzerinden belirlenmiş zararı ödemeye zorlanamayacağına ilişkin açıklamalara ve Ceza Genel Kurulu kararına yer vermek suretiyle değişik gerekçeyle hüküm kurduğu görülmektedir.
İlk hükümde yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan bu hususların Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine imkân bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması mümkün olmadığından dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
Büyükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04.07.2014 gün ve 225-426 sayılı direnme kararı, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 13. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.11.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

Hemen Ara