Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8239 Esas 2011/9553 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/8239
Karar No: 2011/9553

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8239 Esas 2011/9553 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/8239 E.  ,  2011/9553 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KDZ.EREĞLİ(KAPANAN) 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 10/07/2009
    NUMARASI : 2005/238-2009/274

    Taraflar arasındaki davadan dolayı Karadeniz Ereğli (Kapanan) 3.Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 10.07.2009  gün ve 2005/238 esas 2009/274 karar  sayılı  hükmün onanmasına  ilişkin olan 10.02.2011 gün ve  13028-1249  sayılı kararın düzeltilmesi süresinde  davacı  Hazine  vekili  tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
                               
    Dava  ve birleşen  dava tapu  iptali  ve  Hazine  adına  tescil  isteğine  ilişkin  olup, yerel  mahkemece kurulan  kararın  davalılar  Hüseyin Yalman ve  Hasan Yiğitoğlu hakkındaki davanın 5841 Sayılı Yasa  hükümleri uyarınca   hak  düşürücü  süre  nedeniyle  reddinin  doğru  olduğu  gerekçesiyle  onandığı  görülmektedir.
    Gerçekten de; davanın 5841  sayılı Yasanın  yürürlüğü  döneminde   hak  düşürücü  süreden  reddedilmiş olması  doğrudur. Ancak, anılan  yasa Anayasa  Mahkemesinin 12.05.2011  tarih 2009/ 31  esas-2011/77  karar  sayılı  kararı  ile  iptal  edilmiş ve  iptal  hükmü 23.07.2011  tarihinde  yayımlanarak  yürürlüğe girmiştir.
    Öyle  ise, kesin  hüküm  halini  almamış ve  kazanılmış hakkın  istisnasını  teşkil  eden  bu  durum  karşısında  5841  Sayılı Yasa  hükümleri  uyarınca davanın  reddine   ilişkin  olarak  kurulan  hükmün, verildiği  tarih  itibariyle  doğru  olduğu düşünülse ve  ayrıca  Anayasanın 153. maddesine  göre  iptal  kararı  geriye  yürümezse  de 10.03.1969  gün ve 1/3  sayılı İçtihadı  Birleştirme  Kararının  gerekçe  bölümünde   belirtildiği  üzere  iptal, kesin  şekilde   çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları  etkilemez ve  henüz  anlaşmazlık  hali  devam ediyorsa  iptalin  kapsamına  girer.Öyleyse, davanın  hak  düşürücü  süreden   reddine  ilişkin  kurulan  kararın Anayasa Mahkemesinin  anılan  iptal  kararından  sonra  doğru  olduğu  söylenemez.Zira, kamu  düzeninin söz  konusu  olduğu  bütün  haller  istisnanın  kapsamına  girer.
    Hal böyle  olunca, davacı  hazinenin  iddiası  yönünden  taraf  delilleri  toplanarak; taşınmazın  nitelik  itibari  ile  3402  Sayılı  Kadastro Yasasının 16/c fıkrasında  öngörülen  özel  mülkiyete  konu  edilmeyecek  yerlerden olduğunun  saptanması  halinde  taşınmazın  kamu  malı  olması  sebebiyle  dava   hakkında  3402  Sayılı  Yasanın  halen  yürürlükte  bulunan 12/3  maddesi  hükmünün  uygulanamayacağı  gözetilmeli, yok  eğer  taşınmazın   özel  mülkiyete  konu   teşkil  edeceğinin   anlaşılması   halinde  ise yürürlüğünü  sürdüren  3402 Sayılı Kadastro  Yasasının 12/3  maddesinde  öngörülen  hak  düşürücü  süre  nedeniyle  davanın  reddine  karar  verilmesi  gerektiği  düşünülmelidir.
    Açıklanan  nedenlerden  ötürü  davacı  Hazinenin, karar  düzeltme  isteğinin HUMK’nun  440. maddesi  hükmü  uyarınca  kabulü  ile  Dairenin 10.2.2011  tarih,2010/13028  esas 2011/ 1249  karar  sayılı  onama  kararının  ortadan  kaldırılmasına, yerel  mahkemenin  10.07.2009  tarih, 2005/ 238  esas 2009/ 274  karar  sayılı  kararının  açıklanan  gerekçelerle HUMK’nun 428. maddesi  gereğince  BOZULMASINA,  alınan  peşin  harcın  temyiz  edene  geri  verilmesine, 28.09.2011  tarihinde  oybirliğiyle  karar  verildi.

    Hemen Ara