Esas No: 2011/7922
Karar No: 2011/9552
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/7922 Esas 2011/9552 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KARACABEY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2010
NUMARASI : 2009/800-2010/713
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 137 ada 7 parsel sayılı taşınmazda dava dışı kardeşleri ve davalı kardeşi ile birlikte paydaş olduklarını, taşınmazın tamamının halen davalının tasarrufunda olup davalının kendisinin kullanımına engel olduğunu, intifadan men koşulunun gerçekleştiğini ileri sürüp elatmanın önlenmesini istemiştir.
Davalı, davacının dava değerini düşük gösterdiğini, taşınmazın gerçek değeri üzerinden harcın tamamlatılması gerektiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kesin süre içinde davacının eksik harcı tamamlanamadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, kesin önele rağmen noksan harcın tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 137 ada 7 parsel sayılı taşınmaza davacı, davalı ve dava dışı kardeşlerin ¼’er paylarla malik oldukları, davacının taşınmazdaki payına karşılık yer kullanmasını davalı tarafın engellediğini ve tüm taşınmazı davalının kullandığını ileri sürerek payına vaki elatmanın önlenmesini istediği, davanın 10.000 TL. değer gösterilerek 12.06.2009 tarihinde açıldığı, yapılan uygulama sonucu dava konusu taşınmazın tamamının değerinin 445.690 TL olarak tespit edildiği, mahkemece 3.6.2010 tarihli oturumda taşınmazın tamamının değeri üzerinden ( 445.690 TL üzerinden) harcın ikmali için davacıya bir sonraki celse tarihi olan 22.09.2010 tarihine kadar süre verildiği, davacının payına isabet eden dava değeri üzerinden (445.690 TL’nin ¼’ü olan 111.422 TL üzerinden) eksik harcı 22.09.2010 tarihinde mahkeme veznesine yatırdığı, aynı tarihli oturumda taşınmazın tamamının değeri üzerinden harcın tamamlanması için davacıya bu kez 60 günlük kesin süre verildiği, 23.12.2010 tarihli oturumda da eksik harcın tamamlanmadığından söz edilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
İddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada,HUMK’nun 413 ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın davacının payına isabet eden kısmın değerinden ibaret olacağı kuşkusuzdur. Başka bir ifade ile elatmanın önlenmesi davaları Harçlar Yasasının 16. maddesine göre nispi harca tabi olup harç ikmali yapılmadan davanın sürdürülmesi ilke bazında olanaksızdır.
Oysa, somut olayda davacı ve davalının taşınmazda paydaş olup davacının payı oranında istekte bulunduğu gözetildiğinde dava değerinin dava konusu taşınmazın tüm değerine göre davacının payına isabet eden değer alacağı ve bu miktar üzerinden harcın ikmal edilmesi gerekeceği tartışmasızdır.Esasen bu miktar üzerinden davacının verilen süre içinde harç ikmali yaptığı görülmektedir.
Öyle ise, işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.