Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/10390 Esas 2011/9551 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/10390
Karar No: 2011/9551

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/10390 Esas 2011/9551 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/10390 E.  ,  2011/9551 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA 25. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 11/11/2010
    NUMARASI : 2009/182-2010/408

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, 6500 ada 11  parseldeki  3  katlı  kargir ev  vasıflı  taşınmazın 1/2  payının  davalıların  mirasbırakanı A. O."a  satılırken  payına  karşılık  2-4-6 nolu  dairelerin de fiilen  teslim  edildiğini,1985" yılında   1/2 pay  kendisine  satıldığında  ise  1-3-5 nolu  dairelerin  teslim  edildiğini, dairelerin  taraflar  arasında  bu  şekilde  taksiminden  sonra  davalı B."nin  oğlu  olan davalı  A. B."nun Ankara"da   okuması  nedeniyle  5 yıllık   süre  için 3  nolu dairede  oturmasına  izin  verdiğini, ancak  bu  sürenin  sonunda  davalı  A."ın  taşınmaza  müdahalesini  sürdürdüğünü, kira   ödemediğini  ileri  sürüp  davalı  A."ın 3  nolu daireye   elatmasının  önlenmesine  ve  fiili  taksimin  bu  şekliyle  tespitine  karar  verilmesini  istemiştir.
    Davalılar, dava  konusu  taşınmazda  elbirliği  şeklinde  mülkiyete  sahip  olduklarını, taraflar  arasında  fiili  taksim  yapılmadığını, davalı  A.  aleyhine  tahliye  davası   açıldığını  bildirip  davanın   reddini  savunmuşlardır.
    Mahkemece, paydaşlar  arasında yapılmış bir  taksim    bulunmadığı, davalı  A."ın annesi  B. "ye  isabet  eden  payı  kullandığı gerekçesiyle  davanın  reddine  karar  verilmiştir.
    Karar,  davacı vekili  tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 14.07.2011 Perşembe  günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Ş. Ş. İ. ile  temyiz edilenler A.B. vd.vekili Avukat A.Y., davalı  asil C.O.geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin ve  asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:


     Dava, paylı  mülkiyet  üzere olan  taşınmaza   elatmanın  önlenmesi  ve paydaşlar  arasında  meydana  getirilen  fiili  kullanım  durumunun  tespiti   isteğine  ilişkin  olup, mahkemece davanın  reddine  karar  verilmiştir.
    Dosya  içeriği  ve  toplanan  delillerden; Medeni  Kanununun 688 ve takip  eden  maddelerinde  öngörülen  hükümler  gereğince taraflardan A.dışındaki davalıların  taşınmazda  paydaş  oldukları, A."ın da  paydaş  olan  B."nin  oğul olup İ.İ.K"nun  276. maddesi  son  fıkrası  hükmü  uyarınca annesinin  payına  teban  yer  kullandığı  anlaşılmaktadır.
    Hemen  belirtilmelidir ki, paydaşlar  arasındaki  elatmanın  önlenmesi  davasında  çekişmeli  taşınmazda  öncelikle  harici  bir taksimin  bulunup bulunmadığı, harici  taksim  yok  ise  uzun  zamandan  beri  yaratılan  fiili  bir durumun  olup  olmadığı, diğer  bir husus da  yukarıda  değinilen  iki  olgunun  mevcudiyetinin  bulunmadığının  anlaşılması  halinde  intifaden  men  olgusunun  gerçekleşip  gerçekleşmediğinin  saptanması, taraflar   arasındaki çekişmenin  çözümü  için  ortaya  çıkartması gerekli  olan  hususlardır. Bir  başka  ifade  ile  harici  taksim  olgusu  elatmanın  önlenmesi  davası  içerisinde  zaten  belirlenerek  neticeye gidileceğine göre  ayrıca  mahkeme kararı  ile  bunun  tespit   edilmesi  ve  karara  bağlanmasında    hukuki  yarar  bulunmamaktadır. Mahkemenin  bu  istek  bakımından  davanın  reddine  karar  verilmiş olması  doğrudur. Bu   yöne  değinen davacının  temyiz  itirazı  yerinde  değildir, reddine.
    Ancak, çekişmeli  parsel  üzerinde  634  sayılı Kat Mülkiyeti  Kanunu  hükümleri  uyarınca  kat  irtifakı  veya  kat  mülkiyeti   kurulmamış  mesken  nitelikli  ayrı  ayrı   mevcut olan  bölümlerden eldeki  davaya  da   konu  edilen  3  nolu  bölüme   yönelik,  eldeki  davadan  önce  Ankara  5. Sulh Hukuk  Mahkemesinde  açılıp  halen  derdest olan 2008/1947  esas  sayılı  dava  bulunmaktadır. Eldeki  elatmanın  önlenmesi  davası  da  aynı  bölüme   ilişkindir. Davalılar tarafından   süresi  içerisinde  derdestlik  itirazının ileri sürüldüğü de  dosya   kapsamı  ile  sabittir.
    O  halde, mahkemece, bu  konuda   bir  inceleme  ve  değerlendirme   yapılmaksızın  Sulh Hukuk Mahkemesindeki  derdest  davanın  sonucunu  da  etkileyecek  biçimde   işin  esası  bakımından  davanın  reddine  karar  verilmesi  doğru  değildir.
    Davacının, bu  yöne   değinen  temyiz  itirazları  yerindedir. Kabulüyle  hükmün  açıklanan  nedene  hasren HUMK"nun  428. maddesi  gereğince BOZULMASINA,  alınan  peşin  harcın  temyiz  edene  geri  verilmesine,28.09.2011  tarihinde  oybirliğiyle  karar  verildi.

    Hemen Ara