Esas No: 2011/4857
Karar No: 2011/9464
Karar Tarihi: 27.09.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4857 Esas 2011/9464 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ALİAĞA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2010
NUMARASI : 2006/184-2010/537
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar (birleşen dosya davalıları), maliki oldukları 6877 parsel sayılı taşınmaz hakkında muris muvazaası nedeniyle açılan dava sonucu davalılar lehine iptal ve pay oranında tescile dair verilen kararın kesinleştiği, ancak taşınmaz üzerine kendilerinin ruhsatlı bina inşa ettiklerini kat irtifakı tesis ederek yapı kullanma izinlerini aldıklarını, davalıların yapıya hiçbir katkılarının bulunmadığını ileri sürerek, 15 adet bağımsız bölüm bakımından adlarına kayıtlı olanları kendilerinin yaptığının tespitini istemişler, davalıların davasının da reddini savunmuşlardır.
Davalılar (birleşen dosya davacıları); 6877 parsel sayılı taşınmaz hakkında lehlerine verilen iptal ve pay oranında tescil kararının kesinleştiğini, gerek muvazaalı gerekse anılan dava sırasında bina yapımının sürdürülmesi nedeniyle kötü niyetli inşaanın söz konusu olduğunu belirterek lehlerine hükmedilecek ecrimisil ve karşı tarafa ödemeleri gereken asgari levazım bedellerinin birbirleriyle takas ve mahsubu yapıldıktan sonra kalabilecek bedeli depo etmeleri kaydıyla elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuşlardır.
Mahkemece, "muhdesatın aidiyetinin tespitine yönelik davaların hukuki yarar yokluğundan reddine, birleşen diğer davanın kısmen kabulü ile paya vaki elatmanın önlenmesine, asgari levazım bedelleri ile ecrimisilin mahsubu suretiyle kalan ecrimisillerin kabulüne, sair taleplerin reddine" karar verilmiştir.
Karar, davacılar (birleşen dosya davalılar) vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 27.09.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat S.D. K.ile temyiz edilen vekili Avukat D.K. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Asıl ve birleşen dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti, birleşen diğer dava ise, paydaşlar arasında (asgari levazım bedelinin tespitiyle takas ve mahsup suretiyle) elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin davaların hukuki yarar yokluğundan reddine, diğer birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 6877 parsel sayılı taşınmaz 27.01.1986 tarihinde tevhit ile davacılardan (birleşen dosya davalılarından) H. adına kayıtlı iken, 06.06.1990 tarihinde kat irtifakı tesis edilerek 16 adet bağımsız bölümün oluştuğu ve adı geçen davacının 27.10.1995 tarihinde 1000/1400 payı üzerinde bırakarak 160/1400 payı davacı(birleşen dosya davalısı) Ayşe, 80/1400’er payı ise diğer davacılar (birleşen dosyanın diğer davalıları) M. M. ve M. Ö.’ya bazı bağımsız bölümlere bağlı olarak satış suretiyle temlik ettiği; taşınmazın öncesinin 6128 ve 6129 sayılı parseller olup, tarafların ortak miras bırakanı R.tarafından 6128 sayılı parselin A.’ye 21.03.1983 tarihinde, 6129 sayılı parselin ise H.’e 22.10.1985 tarihinde satış şeklinde temlik edilmiş oldukları, A.’nin de 6128 parsel sayılı taşınmazı 06.11.1985 tarihinde aynı şekilde H.’e devretmiş olduğu; davalı R.ile diğer davalıların miras bırakanı E.tarafından çekişmeli taşınmaz hakkında muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak 28.04.1998 tarihinde açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda verilen Aliağa Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 06.10.2004 tarih ve 1998/164 esas, 2004/472 sayılı “davanın kabulüyle, tapu iptal ve R.ve E.’nin miras payları (1/6’ar) oranında tescil” kararının 14.04.2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, sicile yansıtılmamış olsa bile muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak verilen kararların inşai olmayıp açıklayıcı nitelikte bulunması ve kesinleşmesiyle TMK.nun 705. maddesi uyarınca mülkiyet hakkının geçeceği gözetilerek pay oranında elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Öte yandan; taşınmaz üzerindeki kat irtifakı kurulmuş binadaki bağımsız bölümlerin aidiyetinin tespiti konusundaki isteğin de hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş olması doğrudur. Davacıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, taşınmazı haksız olarak elinde bulunduran kimsenin mülkiyet sahibine (malikine) ödemekle yükümlü bulunduğu, en azı kira geliri en çoğu mahrum kalınan gelir kaybı olan haksız işgal tazminatı, ecrimisildir. Mahkemece de, bu ilke gözetilerek ecrimisil hüküm altına alınmıştır. Ne varki, ecrimisilin doğru olarak belirlendiğini söyleme olanağı yoktur. Zira, taşınmazın mülkiyetinin muris tarafından davalı tarafa devri sırasında üzerinde dava konusu yapı bulunmamaktadır. Söz konusu yapı, sicil kaydının davalı tarafa intikalinden sonra davalı tarafından inşa edilmiştir.
O halde, belirlenecek ecrimisilin yapı gözetilmeksizin arsa niteliğinde saptanması gerekir. Davalı tarafın, yapmış olduğu inşaat sebebiyle davacı tarafın ecrimisil adı altında bir hak talep etmesine olanak yoktur. Öyleyse, mahkemece belirlenen ecrimisilin yasal olduğu söylenemez.
Diğer taraftan; davacılar, TMK.nun 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesini istemiş ve fakat bir yıkım talebinde bulunmamışlardır. Öyle ise, davacıların, binayı yapan davalı tarafın TMK.nun 994 ve 995. maddelerinden kaynaklanan kişisel hakkının mahsubunu eldeki davada isteme hakları yoktur. Bunun aksine olan mahkemenin kabul tarzının yasal olduğunu söyleyebilme imkanı da yoktur.
Hal böyle olunca, davacıların yukarıda değinilen hususlara yönelik temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 27.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.