Esas No: 2011/7678
Karar No: 2011/9108
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/7678 Esas 2011/9108 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ELBİSTAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2010
NUMARASI : 2009/462-2010/1513
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, komşu parsel maliki davalının taşkın bina yapmak suretiyle adına kayıtlı 11 parsel sayılı taşınmaza müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve yıkıma; olmadığı taktirde tecavüze konu kısmın bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, dava konusu taşınmazı yıllardır iyi niyetle kullandığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Taşkın kısmın tazminat karşılığı davalı taşınmazına ilavesine ilişkin mahkeme kararı Dairece, araştırma eksikliğinden bozulmuş; mahkemece bozmaya uyularak tamamlanan yargılama sonunda, taşan kısmın tazminat karşılığında davalı adına tesciline karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği pul yokluğundan reddedildi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, yıkım ve tazminat isteklerine ilişkindir.
Davacı, el atmanın önlenmesi ve yıkım isteği kabul edilmediği takdirde taşkın kısmın zemin bedelinin kendisine ödenmesi karşılığında davalı adına tescil edilmesi isteğinde bulunmuştur.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 11 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, komşu 12 parsel sayılı taşınmaz maliki davalının taşkın biçimde yapılanmak suretiyle davacı taşınmazına 15,75 m2. müdahale ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, taşkın kısmın ifrazının mümkün olup olmadığının araştırılması yönündeki Daire bozma kararına uyularak ve davacının terditli isteği de dikkate alınarak, yapının taştığı kısmın zemin bedelinin davacıya ödenmesi karşılığında taşan kısmın davalı adına tesciline karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Ne var ki, bozma kararına uyulduğu halde bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
Bilindiği üzere, 3194 Sayılı İmar Yasası"nın 15. ve 16. maddelerinde düzenlenen ifraz işleminin 5393 Sayılı Belediye Yasası"nın 34. maddesi çerçevesinde belediye encümeninin yetkisinde bulunduğu açıktır.
Oysa mahkemece, imar mevzuatı uyarınca kamu düzeniyle ilgili olan ve resen gözetilmesi gereken ifraz işleminin imara uygunluğu hususunda encümen kararı alınıp alınmadığı üzerinde durulmamış, ilkinde ifrazın mümkün olduğu, sonrakinde ise ifrazın mümkün olmadığı bildirilen iki çelişkili ve soyut cevabi yazıdan ilkine itibar edilerek hüküm kurulmuştur.
Hal böyle oluca, taşkın kısmın ifrazı konusunda belediye encümeninden karar alınıp alınmadığının soruşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsizdir.
Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428. maddesi yarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.