Esas No: 2011/8582
Karar No: 2011/8582
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8582 Esas 2011/8582 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ALTUNHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2010
NUMARASI : 2010/28-2010/125
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 646,647 ve 648 parsel sayılı taşınmazlarına ait yolları komşu parsel maliki davalı Ş.nin 644 sayılı parseline kattığını, diğer davalının ise anılan taşınmazlarına gelen su kanalına kavak fidesi diktirmek suretiyle kanalı bozduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, yanıt vermemişlerdir.
Mahkemece, davacıya ait 648 parsel sayılı taşınmazın 50.89 m2 lik kısmına davalı Ş."ye ait 644 sayılı parselin müdahalesinin bulunduğu ve davalılarca toprak sulama arkına yapılan elatma nedeniyle de davacının çekişmeli taşınmazlarını sulayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı Ş. S tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; dava konusu 646, 647 ve 648 parsel sayılı taşınmazların kayden davacıya ait olduğu, komşu 644 sayılı parselin davalı Ş. adına kayıtlı olup, diğer davalı Z.’nın ise komşu 643 sayılı parselin irsen maliki bulunduğu; mahkemece yapılan uygulama sonucunda davalı Ş.’nin çekişmeli 648 sayılı parselin 50.89 m2.lik kısmına müdahale ettiği belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davalı Ş.’nin 648 parsel sayılı taşınmaz bakımından elatmasının önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı Ş.’nin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Ancak dava konusu yapılan toprak sulama arkı bakımından; fen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, eskiden ark olduğu söylenen ve ark sökülerek kavak ağacı dikilen kısmın davalılara ait 643 ve 644 sayılı parsellerde kaldığı bildirilip, ekli krokide de bu alan gösterilmiştir. Öte yandan, kadastro paftasında da arkın bulunmadığı açıktır. Kaldı ki, anılan hususlar mahkemenin de kabulündedir.
Öyleyse, çekişmeli arkın içinde bulunduğu iddia edilen kısım davalılar taşınmazlarında kalıp, davacının çekişmeli taşınmazlarına elatılmadığı dosya kapsamıyla sabittir.
Hal böyle olunca, toprak sulama arkına yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Diğer taraftan kabule göre de, dava dilekçesinde toprak sulama arkıyla ilgili olarak davalı Ş.’ye yöneltilmiş bir dava bulunmadığı halde, bu istek bakımından onun hakkında da kabul kararı verilmiş olması doğru olmadığı gibi, bilirkişi raporuyla tespit edilen dava değeri yerine, dava değerine etkisi olmayan hususlar değerlendirilmek suretiyle re’sen hesaplanan miktar üzerinden fazla harca hükmedilmiş olması da isabetsizdir. O halde, davalı Ş.’nin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.