Esas No: 2011/3682
Karar No: 2011/8137
Karar Tarihi: 12.07.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/3682 Esas 2011/8137 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KADIKÖY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2010
NUMARASI : 2003/1372-2010/352
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları Turhan’ın, 11 parsel sayılı taşınmazdaki 16 nolu bağımsız bölümünün 2/4 payını davalı kızkardeşlerine hukuki ehliyete haiz olmadığı dönemde muvazaalı olarak temlik ettiğini ileri sürerek, tapunun iptal ve tescili ile M. O. ve N. lehine intifa haklarının terkinini istemişler, 22.10.2008 tarihli dilekçe ile ehliyetsizlik iddialarını atiye terk ettiklerini bildirmişlerdir.
Davalılar, G. ve G. karşı dava ile; çekişmeli taşınmazın öncesinde anne-babaları N. ve M.O.’a ait iken davacılar murisi T.’a bedelsiz olarak çıplak mülkiyetinin temlik edildiğini bildirerek davacı-karşı davalılar adına kayıtlı ½ payın tapusunun iptali ile önceki malikleri adına tesilini istemişler, aleyhlerine açılan davanın reddini savunmuşlardır.
Davalılar, M.O.ve N. yargılama sırasında vefat etmişlerdir.
Mahkemece, asıl dava yönünden davacıların muvazaa iddiası sabit görülerek, davanın kabulüne karşı dava yönünden dava tarihi itibariyle tapu maliklerinin sağ olduğu, karşı davacıların dava açma sıfatları olmadığı gerekçesiyle ön şart yokluğundan karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılar (karşı davacılar) tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 12.07.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı asil G.K. ve vekili Avukat S.E., Avukat A.B.in ile temyiz edilen davacı asiller S. A., A. A. ve vekili Avukat M. Ö. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Asıl ve karşı davalar, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; dava konusu 11 parsel sayılı taşınmazdaki 16 nolu bağımsız bölümün yargılama sırasında vefat eden davalılar M.O.ve ve N. A. adına ½’şer paylı olarak kayıtlı iken taşınmazın çıplak mülkiyetini davacıların miras bırakanı T.’a 16.11.1999 tarihinde satış suretiyle temlik ettikleri, T.’ın da 2/4 payı ipka edip, 2/4 payı ¼’er pay olarak davalı-karşı davacılar G. ve G.’e 18.04.2002 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Davacılar, miras bırakanları T.’ın yaptığı temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptali, tescil, intifa hakkının da terkini istekli eldeki davayı açmışlar, davalılardan G.ve G. ise, anne-babaları olan davalılar N.ve M.O.’ın, davacıların miras bırakanı T.’a anılan taşınmazdaki paylarını bedelsiz devrettiklerini ileri sürerek, T. üzerindeki 2/4 payın tapusunun iptali ile önceki malikleri N. ve M.O.adına tescilini istemişlerdir.
Mahkemece, davacıların miras bırakanı T.’ın davalı-karşı davacılara yaptığı pay temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı, muvazaalı ve bedelsiz olduğu 01.04.1974 tarih ½ Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yapılan soruşturma sonucu belirlenmek ve bu olgu benimsenmek suretiyle asıl davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Davalı-karşı davacıların buna yönelik temyiz itirazları yerinde değildir, reddiyle hükmün bu bölümünün ONANMASINA
Karşı davacıların öteki temyiz itirazlarına gelince, karşı davanın açıldığı tarih itibariyle tapu maliklerinin sağ olduğu, bu nedenle dava tarihinde karşı davacıların dava açma sıfatları olmadığı, karşı davacıların ile asıl davacıların miras bırakanı T.’ın babası M.O.’ın 06.02.2004 N.’nin de 04.10.2008 tarihinde yargılama devam ederken vefat ettikleri dosyadaki veraset ilamları ile sabittir.
Bilindiği ve 03.03.1993 tarih 773-82 sayılı Hukuk Genel Kurulu Kararında açıkça vurgulandığı gibi dava şartlarının davanın açıldığı tarihten hükmün kurulduğu tarihe kadar aynen bulunması temel bir kuraldır. Hakim davanın başında dava şartlarının mevcut bulunup, bulunmadığını kendiliğinden (re’sen) araştırmak zorundadır. Ne var ki, yargılama sırasında dava şartı noksanlığı ortadan kalkmış ise usulden davanın reddedilemeyeceği kuşkusuzdur. Öte yandan, her ne kadar davacılar tarafından hukuki ehliyetsizlik iddiasına dayanılmış, sonradan bu iddiadan sarfınazar edilmişse de HUMK’nun 181/5 maddesi gereğince sarfınazarın netice doğurabilmesi için karşı tarafın muvafakatı zorunluysa da; yapılan araştırma sonucu 5659 Sayılı Yasanın 7 ve 16.maddeleri gereğince miras bırakanın hukuki ehliyetinin bulunduğu saptanmış olduğundan, muvafakat edilip, edilmemesinin neticeye etkili olmayacağı da açıktır.
Hal böyle olunca, yargılama sırasında karşı davacılar yönünden dava şartının oluştuğu gözetilerek işin esası yönünden hükme yeterli bir araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalı (karşı davacıların) buna yönelik temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekilleri için 8250.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenlerden alınmasına, 12.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.