Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5808 Esas 2011/8121 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5808
Karar No: 2011/8121
Karar Tarihi: 12.07.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5808 Esas 2011/8121 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, kayden paydaşı olduğu tapu kaydı kapsamındaki bir bölümü davalıların haksız olarak tasarruf ettiklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur. Davalı F., birleşen dava ile miras bırakan İ.\"in muvazaalı olarak davacı S.\"a temlik ettiğini ileri sürerek tapunun miras payı oranında iptal ve tescilini istemiştir. Diğer davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davacı-(karşı davalı) S.D. tarafından temyiz edilmiştir. İçtihatlar ve İnançları Birleştirme Kararı doğrultusunda, gerçekte bağışlama amaçlı olan ancak miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla yapılan muvazaalı tapu devirlerinde, gerçek irade ve amacın doğru şekilde ortaya çıkarılması önemlidir. Delillerin doğru şekilde değerlendirilmesi ve miras bırakanın gerçek irade ve amacının tespiti gereklidir. Hüküm, eksik inceleme ile verilmiştir ve bozulmuştur. Kararda öngörülen kanun maddeleri; Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddeleridir.
1. Hukuk Dairesi         2011/5808 E.  ,  2011/8121 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BOZYAZI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 15/01/2009
    NUMARASI : 2006/171-2009/8

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
    Davacı, kayden paydaş olduğu 1988/3 sıra nolu tapu kaydı kapsamındaki bir bölümü davalıların haksız olarak tasarruf ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.
    Davalı F., birleşen dava ile miras bırakan İ."in çekişmeli taşınmazı mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davacı S."a temlik ettiğini ileri sürerek, tapunun miras payı oranında iptal ve tescilini istemiştir.
    Diğer davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davacı-(karşı davalı) S.D. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi.. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Davalardan ilki, tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi, birleşen dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğinin reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçek-ten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirascısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirascılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı,davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulanamıyacağıda kuşkusuzdur.
    Somut olaya gelince, dosya içeriğinden, toplanan delillerden miras bırakan İ."in dava dışı mirasçılara da taşınmaz temlik ettiği yine mirasçılar arasında 2002/45 esas sayılıtenkis davasının görülmekte olduğu anlaşılmaktadır.
    Kabule göre de; tapu iptal, tescil davalısı S."a dava dışı H."den gelen payında kabul kapsamına alınması doğru değildir.
    Hal böyle olunca, miras bırakandan tüm mirascılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı,tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve begeler mercilerinden getirtilmeli her bir mirascıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı böylece yukarda değinilen anlamda bir paylaştırma kasdının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulması, ondan sonra asıl ve birleşen dava yönünden bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacı-birleşen dosya davalısının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara