Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden malik olduğu 33 parsel üzerinde kültür varlığı olarak tescil edilen, çalışır vaziyette bulunan, turistlerin ziyaret ettiği Yeldeğirmeni bulunduğunu, davalı Ş..."a ait komşu 27 parsel üzerinde yeralan yüksek gerilim direği ile hattının görüntü ve çevre kirliliğine yolaçtığını, öte yandan taşınmazındaki bilgisayar ve kamera gibi donanımları bozduğu gibi kendisinin ve ziyaretçilerin de sağlığını etkilediğini ileri sürerek, yüksek gerilim hattının kaldırılarak elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Ş..., kendisinin de çekişme konusu direkten zarar gördüğünü belirterek, davayı kabul etmiştir.
Davalı şirket, dağıtım tesislerinin mülkiyetinin TEDAŞ"a ait olup, kendilerinin bir nevi kiracı olduklarını, bu sebeple husumetin şirketlerine yöneltilemeyeceğini, çekişme konusu tesisin 1989 tarihli olup, bulunduğu bölgedeki yerleşim alanlarını besleyen ve alternatifi olmayan bir hat olduğunu belirterek, husumetten ve esastan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişme konusu hattın yönetmelik şartlarına uygun olduğu, komşuluk hukuku bakımından katlanılamayacak durumdan bahsedilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerinde tarihi kültür varlığı teşkil eden yeldeğirmeni bulunduğu, davacının bu değirmene yakın mesafede dikilmiş bulunan yüksek gerilim hattı ile ilgili direğin görüntü ve çevre kirliliği yarattığı, aynı zamanda değirmen içindeki aletlere zarar verdiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunduğu, gerçekten bilirkişi kurulu raporu ile; direğin davacı taşınmazına 3 metre mesafede dikildiğinin ve düşey uzaklık açısından yönetmelikte belirtilen mesafeye uygun olmakla birlikte, direğin yapıya çok yakın olması, gerek direkteki izolalatörlerden gelebilecek çatırtı sesleri, gerek bahçenin bir kısmından geçen yüksek gerilim hattının hem orada sürekli bulunan insanların psikolojisini etkileyebileceği gibi tesisi gezen yerli ve yabancı turistlerde bir tedirginlik oluşturabileceğinin, görüntü kirliliği de yarattığının bildirildiği, direğin değirmene olan uzaklığının (yatay) etkili olup olmadığı konusunda ise herhangi bir görüş belirtilmediği anlaşılmaktadır.
Ne var ki; dosyadaki kamulaştırma evrakı örnekleri ile davalı tarafından ibraz edilen belgelerden, yıkımı istenen direğin TEDAŞ tarafından dikildiği ve direğin bulunduğu yerle ilgili kamulaştırma veya irtifak kamulaştırması yapıldığı izlenimi uyanmaktadır.
Eldeki davada; yıkım kararı verildiği takdirde dava dışı TEDAŞ"ın hukukunun olumsuz etkileneceği ve telafisi imkansız zararlar doğacağı muhakkaktır.
Hal böyle olunca; davacıya TEDAŞ aleyhine dava açması konusunda önel verilmesi, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.