Esas No: 2011/6852
Karar No: 2011/7658
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6852 Esas 2011/7658 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : EDREMİT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2010
NUMARASI : 2010/178-2010/338
Taraflar arasındaki davadan dolayı Edremit 2. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 17.06.2010 gün ve 2010/178 esas 2010/338 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 10.02.2011 gün ve 13051-1101 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, tapu iptal ve kayıt terkini isteğine ilişkin olup, önceden yerel mahkemece kurulan hükmün temyizi üzerine “14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca hak düşürücü süreden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün doğru olduğu ancak yerinde uzman bilirkişi aracılığıyla keşif yapılarak taşınmazın bir kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı saptandığına göre tüm yargılama giderlerinden davalı tarafın sorumlu tutulması gerektiği” gerekçesiyle yapılan bozma ilamına uyularak yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden davalı taraf sorumlu tutulmuş ise de bu defa 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 Sayılı Yasanın 36. maddesi hükmüne bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekçesiyle kararın bozulduğu görülmüştür.
Gerçekten de işin esası bakımından 5841 Sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve henüz Resmi Gazetede yayımlanmadığı için bu defa aynı tarih aynı esas ve 2011/27 sayılı karar ile iptal hükmünün de eldeki davalara uygulanmak üzere yürürlüğün durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve usulü kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse de, Anayasa Mahkemesinin anılan kararı nedeniyle işin esasının 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı birleştirme Kararına göre belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre çözüme kavuşturulacağı açıktır.
Davacı hazinenin karar düzeltme isteğinin H.U.M.K."nun 440. maddesi hükmü uyarınca kabulü ile Dairenin 10.02.2011 tarih, 2010/13051 Esas-2011/1101 karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına, Mahkemenin 17/06/2010 tarih, 2010/178 Esas- 2010/338 sayılı kararının açıklanan gerekçelerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.