Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/4895 Esas 2016/7606 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/4895
Karar No: 2016/7606
Karar Tarihi: 12.10.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/4895 Esas 2016/7606 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2014/4895 E.  ,  2016/7606 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 52/2-4 ve 53/1-2-3. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Şikayetçinin, bedensel özürlü olan kardeşini ... ilçesinde bulunan... Rehabilitasyon Merkezine tedavi amaçlı götürdüğü, sanığın burada şikayetçi ile tanıştığı ve kendisinin ... Belediyesi ... Derneği"nde çalıştığını, ... Üniversitesi Tıp Fakültesinde tanıdığı doktor olduğunu beyan ettiği, gerekirse müştekinin kardeşini ....Üniversitesi Hastanesi"nde tedavi ettirebileceğini söyleyerek, hastane masrafı adı altında şikayetçiden 150,00 TL para aldığı, daha sonra şikayetçiyi aramaması üzerine şikayetçinin sanığı aradığı, sanığın şikayetçiye, kardeşinin yatışını... Tıp Fakültesine yaptırdığını söylediği, durumdan şüphelenen şikayetçinin yaptığı araştırma sonucunda, sanığın... Belediyesi ... Derneği"nde çalışmadığını öğrendiği, sanığın bu şekilde şikayetçiyi aldatmak suretiyle haksız menfaat temin ettiği iddia edilen olayda;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, dolandırıcılık kastı ile hareket etmediğine ve aldığı para ile verilen ceza arasında hakkaniyete uygun bir oran kurulmadığına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06.10.2009 tarih ve 8-124-224 sayılı kararında açıkça belirlendiği gibi, temel cezanın belirlenmesinde hakim somut olayda TCK"nın 61/1. maddesini gözönünde bulundurarak işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırları arasında temel cezayı belirlerken aynı kanunun 3/1. maddesi uyarınca hüküm ile işlenen fiil arasında "orantı" bulunmasını gözetmek durumundadır. Hakimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçenin yasal ve yeterli olması denetime izin verecek şekilde açıkça gösterilmesi gereklidir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kullanılan gerekçenin TCK"nın 61. maddesi anlamında yasal ve buna bağlı olarak alt sınırdan uzaklaşarak ceza tayin edilmesi doğru bir uygulama olarak kabul edilebilir ise de; suça konu değer gözetildiğinde alt sınırı 1 yıl olan bir suçun temel cezasının 3 yıl hapis ve 3.000 gün adli para cezası olarak belirlenmiş olması orantılılık ilkesi ile bağdaşmadığından, takdir hakkının hak ve nesafet kuralları sınırlarını aşar şekilde kullanılması suretiyle ceza tayini,
    Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/10/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara