Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6378 Esas 2011/7417 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6378
Karar No: 2011/7417

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6378 Esas 2011/7417 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/6378 E.  ,  2011/7417 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KADIKÖY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 03/02/2011
    NUMARASI : 2009/380-2011/35

    Taraflar arasında görülen davada; 
    Davacılar, miras bırakan R..."ın kayden malik olduğu 5 parsel sayılı taşınmazını, mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla amcasının oğlu olan davalı S..."a, S.."ın da murisin kızı olan davalı K.."a satış suretiyle devrettiğini, temliklerin muvazaalı olduğunu  ileri sürerek, tapu iptal ve miras payları oranında tescile, mümkün olmadığı takdir de tenkise karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında davacı Y... davasından feragat ettiğini bildirmiştir.
    Davalılar, muvazaa iddiasının doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacı Y..."in açtığı davanın feragat sebebi ile reddine, diğer davacılar tarafından açılan davada, çekişme konusu taşınmazın davalılara temlikinin muvazaalı olduğu gerekçesi ile tapu iptal ve tescil isteğinin  kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı K... A... Vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davacı Y... yönünden feragat sebebi ile davanın reddine, diğer davacılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan R... T..."ın çekişme konusu 5  parsel sayılı taşınmazını 24.10.2007 tarihinde davalı S..."a, davalı S..."ın da 04.12.2007 tarihinde murisin kızı olan davalı K... A..."e satış suretiyle temlik ettikleri, murisin 13.02.2008 tarihinde vefat ettiği, geride mirasçı olarak davacı eşi A... ile davacı ve dahili davalı çocuklarının kaldıkları anlaşılmaktadır.
    Davacılar, miras bırakan tarafından  yapılan anılan temliklerin  mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda  yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan,  saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. 
    Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; davalı, 2004 yılından 2007 yılına kadar bağırsakları ile ilgili sağlık sorunu olan miras bırakan babasına baktığını savunmuş, davacıların 26.03.2008 tarihli cevaba cevap dilekçelerinde murisin ölümünden önce rahatsızlık geçirdiğini bildirerek davalının baktığını kabul etmişlerdir. Gerçekten de murisin ölmeden önceki 2 yıl boyunca kanser hastalığı ile mücadele ettiği ve murise davalı kızının baktığı,  özellikle tanık Ş... C..."nin aralarında yeraldığı  tanık  ifadeleri  ve  dosya  kapsamıyla  sabittir. Öte yandan murisin geride mirasçılarına çok sayıda taşınmaz bıraktığı, tek malvarlığının çekişme konusu taşınmaz olmadığı celbedilen tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki; satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Semenin bir başka ifade ile malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet ya da emek de olabileceği kabul edilmelidir. (HGK."nun 29.4.2009 gün 2009/1-130 S.K.) Esasen, yukarıda da değinildiği üzere muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 1.4.1974 gün 1/2 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında miras bırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma  amaçlı olması halinde uygulanabilirliğinin kabulü gerekir. Başka bir ifade ile murisin iradesi önem taşır.
    Yukarıda değinilen somut olgular, açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde miras bırakanın gerçek irade ve amacının diğer mirasçıdan mal kaçırma olmadığı sonucuna varılmaktadır.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar  verilmesi doğru değildir.
    Davalı K... A..."in temyiz itirazları belirtilen sebeplerle  yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.06.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara