Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6708 Esas 2011/7218 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6708
Karar No: 2011/7218

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6708 Esas 2011/7218 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/6708 E.  ,  2011/7218 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : HATAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 24/03/2011
    NUMARASI : 2011/16-2011/49
      
    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, 119 parsel sayılı ana taşınmazın Suriye uyruklu kök muris M... Ş... oğlu S... adına kayıtlı iken 1936 yılında vefatıyla yerin 27.12.1969 tarihinde mirasçılarına intikal ettiğini, ifraz ile 31 adet parsele ayrıldığını, bunlardan çekişme konusu 4192 ve 4193 sayılı parsellerin satış suretiyle davalılar murisine devredildiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile kök muris adına tescili  isteminde bulunmuştur.
    Davalılar,  davanın reddini savunmuşlardır.
    Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece  avukatlık ücretinin hatalı verildiği gereçesiyle bozulmuş olup, Mahkemece bozmaya uyularak bozma ilamı ile kesinleşen hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına   karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik  Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, tapu  iptal ve  tescil  isteğine  ilişkindir.Mahkemece, Hükmüne   uyulan  bozma  ilamı  doğrultusunda  bozma   ilamı  ile  kesinleşen  hususlarda  yeniden  karar  verilmesine  yer  olmadığına  karar  verilmiştir.Tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve HUMK.nun 376. maddesine göre; son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin; aynı yasanın 388. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 389. maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
    Nevarki, uygulamada söz konusu yasanın 38l. maddesinin son fıkrasının getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır. 
    İşte bu gibi hallerde HUMK.nun 389. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HUMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz. 
    Değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek, kısa kararda 325.00.-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak daalıya verilmesine karar verilip, gerekçeli kararda bu yönde hüküm kurulmayarak kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir. Hal böyle olunca, hükmün l0.4.l992 gün, l992/7 Esas, l992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan  peşin  harcın  temyiz  edene  geri  verilmesine, 20.06.2011  tarihinde  oybirliğiyle  karar  verildi.

    Hemen Ara